Bu, bizim atık su arıtma mühendisleriyle çıktığımız bir Galapagos gezisinden bir fotoğraf. Bu mühendisler atık suyu arıtırlar. | TED | إذا هذه صورة من رحلة جزر جالاباجس التي قمنا بها مع بعض مهندسي معالجة مياه الصرف الصحي؛ انهم ينقون المياه العادمة. |
Çünkü esasen yaptığınız, temiz suyu sifon çekmek için kullanıp, atıklarını, sonradan yine içme suyu kaynağı olarak kullanılacak olan nehire boşaltan bir atık su işletmesine iletiyorsunuz. Yani temizliği tekrar düşünmemiz ve | TED | لأنه أساسا، ما تفعلونه هو أنكم تستخدمون مياها نظيفة وتستخدمونها لصرف المرحاض الخاص بك، ناقلًا إياه إلى محطة معالجة مياه الصرف الصحي الذي تُصرف في النهر، وهذا النهر، مرة أخرى، مصدر مياه الشرب. |
Kasaba ülkedeki en katı atık su kanunlarını koydu. | Open Subtitles | البلدة وضعت اكثر قوانين مياه الصرف صرامة فى البلاد |
Her gün atık su kanalındakilere nevale götürmem gerekiyor. | Open Subtitles | كل يوم ، عليّ أن آخذ الطعام إلى الرجال في ماسورة الصرف |
atık su kanalından dönerken kaza geçirdiği haberini yay. | Open Subtitles | أنشر خبراً بأنه تعرض لحادث أثناء عودته من ماسورة الصرف |
atık su Bölümüne gidin. | Open Subtitles | إلى قسم تصريف المجاري |
atık su Bölümüne gidin. | Open Subtitles | إلى قسم تصريف المجاري |
Ön kısımdaki tanka atık su basın. Tampon görevi görecektir. | Open Subtitles | ضخ المياه الرمادية للحوض الأمامى سيعمل كمصد |
atık su deposu yok, belirli bir el yıkama lavabosu yok, entegre bir yangın söndürme sistemi bile yok. | Open Subtitles | ينقصكم خزان تصريف مياه الصرف الصحي، حوض مخصص لغسيل الأيدي، حتى النظام المتكامل لإخماذ الحرائق. |
Biliyoruz; çünkü 19. yüzyılın yarısında, Viktorya döneminde yaşamış başarılı mühendisler kanalizasyon, atık su arıtım ve sifonlu tuvalet sistemi kurdular ve bu sayede hastalık vakaları büyük ölçüde azaldı. | TED | نعلم ، لأنه في منتصف القرن التاسع عشر المهندسين الفيكتوريين الرائعين قاموا بتركيب نظم المجاري ومعالجة مياه الصرف الصحي و المرحاض الدافق، و معدلات الإصابة بالمرض إنخفضت بشكل كبير. |
10 seviyeden oluşan çevre mühendisliği mürettebat yatakhaneleri, okullar, atık su arıtımı atölyeler, demir ocakları ve tam merkezde geminin üzerine eğilen bir parça yeryüzü cennetimiz. | Open Subtitles | عشرة مستويات من الهندسة البيئة قسم لطاقم القياده, مدارس, منظومة معالجة مياه الصرف الصحي, محلات تجاريه آليه, دكاكين الحدادة, و في المركز |
Bu biyo-işleme." degil mi, bu biyo-destekli teknoloji: atık su arıtmanız için bir organizmayı kullanmak "kültürleme" denen çok çok eski bir teknoloji. | TED | يعتبر هذا معالجة حيوية، كما تعلمون؛ هذه تكنولوجيا بمساعدة حيوية. استخدام كائن حي ليقوم بمعالجة مياه الصرف الصحي لديك هي تكنولوجيا قديمة، قديمة تدعى ب "التمدن." |
atık su mühendisi mi? | Open Subtitles | مهندس مياه الصرف الصحي؟ |
Hepiniz atık su kanalında çalışacaksınız. | Open Subtitles | جميعكم مطلوبين للعمل في ماسورة الصرف |
Biz atık su kanalından çıktığımızda, şurada dışarıda olacağız. | Open Subtitles | ، حينما نخرج من ماسورة الصرف ... سنكون هنا في الخارج |
atık su kanalına gitmek istiyordun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تريد الذهاب إلى ماسورة الصرف ؟ |
- atık su kanalına in, Collins'i bul. - Collins'i mi? | Open Subtitles | (ـ إذهب إلى ماسورة الصرف ، إلتقي بـ (كولنز ـ كولنز ؟ |
Şarabın içinde atık su, atık suyun içinde şarap! | Open Subtitles | المياه الرمادية إلى نبيذ والنبيذ إلى مياه رمادية |