| Binbaşı arkadan nasıl göründüğünü bilse, bir daha ata binmezdi. | Open Subtitles | إذا رأى الميجور نفسه من الخلف لما امتطى الحصان أبداً |
| Yeah, well, artık o ata ihtiyacı olmayacak değil mi? | Open Subtitles | نعم، حسنا لن يحتاج ذلك الحصان بعد ذلك، أليس كذلك؟ |
| Atın kibar olacağından emin misin? Anlatmak istediğim, o ilk kez ata binecek. | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنه دمث أنا أعنى أنها المره الأولى لها على حصان |
| Genç bir subaya seni ata binmeye çıkarmasını emretmemiz gerekecek. | Open Subtitles | علينا أن نأمر احد الضباط شاب لطيف ليأخذك لركوب الخيل |
| Bu beyaz ata her baktığında, anneyi hatırla, olur mu? | Open Subtitles | كلّما نظرت إلى ذلك الحصان تذكّر أمك , اتفقنا ؟ |
| Yeterince deneyimli değil. Bu ata daha deneyimli bir jokey lazım. | Open Subtitles | هو ليست لدية التجربة الكافية وهذا الحصان يريد فارس لدية الخبرة. |
| Ne kadar kilo alıp almadığını da. O ata binip binemeyeceğini de. | Open Subtitles | إما تزيدُ في الوزن أو تنقُص . إما تركبُ الحصان أو لا |
| Kendine lider diyebilirsin, ama ata ben binicem. | Open Subtitles | يمكنك أن تطلق على نفسك القائد ولكننى سأمتطى هذا الحصان |
| Biri ata binerken bir Matadorun yayan yürümesi nasıl görünür? | Open Subtitles | كيف سيبدو الآمر عندما يترجل مصارع الثيران بينما أحد رجالة يمتطى الحصان ؟ |
| ata gelince, onu çalmadım, senin için bir önemi varsa eğer. | Open Subtitles | . فيما يخص هذا الحصان ، أنا لم أسرقه حقاً إذا كان هذا يهمك في شيء |
| Bay Brooks görünüşü göre Bryn birden fazla ata biniyormuş. | Open Subtitles | سيد برووكس يبدو ان براين ركبت اكثر من حصان واحد |
| Dalgalı sulara iniş yapmak vahşi bir ata binmeye benzer. | Open Subtitles | الهبوط على المياه بالموجات المتلاطمة يماثل الركوب على حصان بري |
| - Bunu sırtında bir çantayla ata binmek gibi hayal etmiştim. | Open Subtitles | لقد تخيلت الركوب علي ظهر حصان بحقيبة مليئة بالنبيذ تعلمين ؟ |
| Ateş Kuşu'nu idare edecek kadar iyi ata binemediğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أن ليس بإمكانك امتطاء صهوة الخيل لكى تمتطيه |
| - Güzelmiş. Kısa süre zarfında pek ata bineceğini sanmıyorum ama. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه سوف يذهب لركوب الخيل في أي وقت قريباً |
| Ben hepinizden daha iyi kılıç kullanıyor ve ata biniyorum! | Open Subtitles | أنا أحمل السيف و أمتطي الخيل أفضل من أي منكُم. |
| Atları sevdiğini söylüyorsun ama gerçek bir ata binmeye korkuyorsun. | Open Subtitles | تقول بأنّك تحبّ الخيول لكنّك تخشي الحصول علي واحد حقيقي. |
| Trace, sen ata binebilecek veya silah kullanabilecek herkesi topla. | Open Subtitles | اتبع اثر كل من يركب حصاناً ويمكنه اطلاق النار |
| Bana ne zaman ata binip, ne zaman binmeyeceğimi söyleme. | Open Subtitles | ليس عليك أن تخبريني متى أركب حصانا ومتى لا أركب |
| Hiçbir zaman yanlış ata oynamam. | Open Subtitles | أوه، أنا أبداً لم أراهن على الجواد الخاسر |
| O jokeydir. Bir ata doping yaparken yakaladılar onu. | Open Subtitles | إنه فارس أمسكوا به وهو يعطي المنشطات لحصان |
| Kız odana çıkar, elinden tutar, ata binip beraber kaçarsın! | Open Subtitles | أتت إلى غرفتي ، وأمسكت يدي وهربنا على صهوة جواد |
| ata, bunun doğum günü partin olduğunu biliyorum ama küçük bir duyuru yapacağız. | Open Subtitles | (آتا)، أعلم أن هذه حفلتُك، لكن لدينا خبر بسيط لإعلانه |
| Şu canım ihtiyar ata, çok fazla yük yüklemiştiniz. | Open Subtitles | أن تُحمل الكثير على هذا الفرس العجوز |
| Eğer bir çiftliğimiz olacaksa, bir ata da ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | إذا إمتلكنا مزرعة فيجب أن يكون لدينا خيل هنا |
| Bu, bir ata "Vergilerimi öder misin" diye sormak gibi ki ben 1998'de bunu yaptım. | Open Subtitles | الأمر أشبه بأن تطلب من حصانك أن يعد أقرارك الضريبي وهو ما فعلته بعام 1998م |
| İnanılmaz biri. Şu ata sadece o binebilir! | Open Subtitles | هو عظيمُ فقط هو يُمْكِنُ أَنْ يَرْكبَ ذلك الحصانِ |