| Ölüm sebebini tespit ettin mi? Mermi, koltuk altı atardamarını kesmiş. | Open Subtitles | رصاصة أخترقت الشريان التاجي لقد كانت تنزف |
| Bebeğin atardamarını 30 dakika boyunca bloke edeceğiz. | Open Subtitles | سنعمل على سد الشريان الرئوىّ للطفلة لمدة 30 دقيقة. |
| Veritabanında en son burada bir kızın öldürüldüğü yazıyordu. Uyluk atardamarını mı kesmiş? | Open Subtitles | تشير قاعدة البيانات لمقتل فتاة هنا مؤخّراً، شريان فخذيّ مقطوع؟ |
| 3 cm. sağa gelse kol atardamarını yırtardı. | Open Subtitles | بوصة إلى اليمين، لكانت أصابت شريانه العضديّ. |
| Oraya vardığımda babamın bunu yapamayacak durumda olduğu belliydi, üstelik bir de hastanın atardamarını kesmişti. | Open Subtitles | في الوقت الذي وصلت فيه،كان من الواضح ان ابي كان غير مؤهل،ليس فقط هذا ولكن ايضا قطع شريانها الكبدي |
| Omurgasında hasar yok, ...ama Tomografiye göre kırık kaburga kemiklerinden biri akciğer atardamarını delmiş. | Open Subtitles | ليس هناك ضرر على العمود الفقري و لكن تبين من الأشعة أن واحدا من الضلوع المكسورة إخترق الشريان الرئوي لها |
| - ...yüzük de etine saplanarak atardamarını parçaladı. - Her şeyi berbat ettim, değil mi? | Open Subtitles | لقد تغلل الخاتم وثقب الشريان الفخذى لقد افسدت الامر تماما اليس كذلك؟ |
| Gerçek şu ki, mermi karaciğer atardamarını parçalamış. Kana ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | الحقيقة أن الرصاصة إخترقت الشريان الكبدي, و قد إحتاج للدم |
| Karın bölgesinden vurulmuş. Kurşun midesini ve mide atardamarını delip geçmiş. | Open Subtitles | أصيب بعيارٍ نارٍ ببطنه، الرصاصة ثَقُبتْ معدته و الشريان المعويّ. |
| Ama bunu ona her kim yaptıysa, uyluk atardamarını dağlamış. | Open Subtitles | لكن من فعل ذلك لها أكتوي الشريان الفخذي. |
| Şişe darbe anında kırıldıysa, kesik cam köprücük kemiği atardamarını kesmiş olabilir. | Open Subtitles | وإذا كسرت زجاجة على الأثر، كسرة فخارية يمكن أن شرائح الشريان تحت الترقوة. |
| Bacak atardamarını sıyırmış, ama kanama kontrol altına alınmalı. | Open Subtitles | يبدو إنه ربما أخطىء شريان الفخذ لكني أسيطر على هذا النزيف |
| Sadece birinin atardamarını parçalamak ve daha fazla nefes alamayana kadar beslenmek istiyorum. | Open Subtitles | إنّما أودّ شقّ شريان أحدهم والتغذّي حتّى أعجز عن التقاط أنفاسي |
| Kanamadan ölmeden önce uyluk atardamarını klipsleyeceğim. | Open Subtitles | يتحتّم عليّ أن أوصل شريان الفخذ قبل أن يزيد النزيف عن هذا |
| Kurşun neredeyse bütün uyluk atardamarını kopartmış o yüzden stabilize etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الرصاصة قطعت شريانه الفخذي تمامًا لهذا يحاولون جعل حالته تستقر |
| Kurşun atardamarını sıyırmış. Çocuk ölebilirmiş. | Open Subtitles | لم تصب الرصاصة شريانه كاد الفتى ان يموت |
| Bu kurşun akciğer atardamarını parçaladı. | Open Subtitles | تلك الطلقة مزقت شريانها الرئوي |
| Lanet olsun. Bebek rahim atardamarını kesmiş. | Open Subtitles | شريانها الرحمي متهتك |
| Böbrek atardamarını kontrol altında tutmaya odaklanalım. | Open Subtitles | علينا أن نركز على التحكم بالشريان الكلوي |
| Uyluk atardamarını parçalayan ve sağ kalçasının ortasından uzanan yaklaşık olarak 2,5 cmlik bir kesik var. | Open Subtitles | "لديها جرح بطول بوصة تقريباً في أعلى منتصف فخذها الأيمن شاقّاً الشريان الفخذيّ" |
| Testereyle bacağında bir atardamarını kesti ve kan kaybından öldü... | Open Subtitles | وقد قطع شرياناً بساقه على المنشار ونزف حتّى الموت |
| Kurşun, uyluk atardamarını sıyırıp geçmiş. | Open Subtitles | الرصاصة أصابك شريانك الفخذي. |