| Pekâlâ, içeri dalıyoruz ve bu şeyi camdan dışarı atmaya başlıyoruz. | Open Subtitles | حسنا هذه الخطه ندخل إلى هناك ونبدأ برمي الطعم من النافذه |
| Ve birden perdeleri duvardan hızla çekti ve çiçekleri pencereden dışarı atmaya çalıştı. | TED | وبعدها نزع الستائر عن الحائط، ثم حاول رمي النباتات من النافذة. |
| Uzak durun yoksa cesetleri teker teker ön önünüze atmaya başlayacağız. Anladınız mı? | Open Subtitles | ابتعدوا و إلا سأبدأ فى إلقاء الجثث عبر الباب جثة كل مرة ، هل فهمت؟ |
| Birkaç saniye içinde şuurunu kaybedeceksin ama kalbin atmaya devam etmeli. | Open Subtitles | ستفقد الوعى خلال لحظات. يجب أن تجعل قلبك ينبض. |
| sandalyeleri etrafa atmaya devam mı yoksa bunun için bir şeyler yapacak mısın? | Open Subtitles | حتى انت ذاهب لرمي الكراسي في أو هل يتوهم به شيئا حيال ذلك؟ |
| Hepinizi, aileden sonra buraya gelip Jack'in tabutuna toprak atmaya davet ediyorum. Böylece hepimiz onun huzur içinde yatmasına vesile olalım. | Open Subtitles | أريد أن يقوم جميع أقرباء وأصدقاء جاك بوضع الرمل على ثابوته كي يستطيع الرحيل بسلام |
| Beni evden atmaya uğraşıyorlar. Bir çeşit hayvan yorgunluğu fobisi. | Open Subtitles | يريدون طردي من المنزل لأن لديهم فوبيا من فضلات الطيور |
| K.M. Burns'ü hapse atmaya geldiklerinde içeri kanarya girecek. | Open Subtitles | لذا عندما يأتون لوضع سي إم بيرنز في السجن العصفور هو الذي سيذهب |
| Hatta birbirlerini üçüncü kattan atmaya başladılar. | Open Subtitles | إما هذا التفسير أو أنهم يقومون برمي بعضهم البعض من الطابق الثالث |
| Yine de Marsellus'un Antwan'ı balkondan aşağı atmaya kekeme hale getirmeye hakkı yoktu. | Open Subtitles | انظر .. ليس معنى اني لا اعطي لرجل مساج للقدم انه من الحق ان يقوم مارسيلاس برمي انطوان على بيت زجاجي |
| Sizin, aşağıdan yaklaşıp içeriye biber gazı atmaya çalışmanızı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | اريدك ان الرجال للذهاب تحت. حاولت و رمي الغاز المسيل للدموع على طول هناك, موافق ؟ |
| "Yeterli derinliğe ulaşıp, cesetleri atmaya başladığımızda, anladık!" | Open Subtitles | وعندما تبلغ الحُفر عُمقاً كافياً بدأنا فى رمي الأجسام إليهم |
| Uzak durun yoksa cesetleri teker teker ön önünüze atmaya başlayacağızç Anladın mı? | Open Subtitles | ابتعدوا و إلا سأبدأ فى إلقاء الجثث عبر الباب جثة كل مرة ، هل فهمت؟ |
| Bazen o buralarda yokken, basket atmaya çalışıyorum. Ciddi olamazsın. | Open Subtitles | أحياناً عندما لا يكون هنا أحاول إلقاء الأشياء به |
| Eğer kalbi bir an önce atmaya başlamazsa onu daha fazla baypasta tutamayız. | Open Subtitles | إذا لم ينبض قلبه قريباً فلن نفصله عن المجازة |
| Sonra panik yüzünden kalbin hızlı atmaya başlar. | Open Subtitles | بعدها سيجعل الرعب قلبكَ ينبض بسرعة كبيرة |
| Acaba Amerikalılar, teröristlerin varlığı yüzünden anayasayı bir kenara, çöpe atmaya hazırlar mı? | TED | هل الامريكان مستعدين لرمي الدستور بعيدا و القائه في القمامة فقط لان هنالك ارهابيين |
| Ülkeyi ve insanların hayatını riske atmaya devam eden bir vatan haini. | Open Subtitles | إنه خائن يستمر بوضع المدنيين و العملاء و الأمة في خطر |
| Beni evimden atmaya çalışan serseriler arada sırada buraya gelir. | Open Subtitles | أواجه متجولون هنا, من حين لآخر يحاولون طردي من منزلي |
| Acının derin tutkuların bir parçası olduğunu istemeyerek de olsa kabullenmişti ve duygularını ateşe atmaya hazırdı. | Open Subtitles | لقد تقبلت المعاناة عن مضض كخصم محتوم للحب العميق و كانت مستعدة لوضع مشاعرها بخطر |
| Bunu benim üstüme atmaya mı çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً ستحاول إلصاق هذه الجريمة بي؟ |
| Ama onu gördüğüm an, kalbim hızla atmaya başladı. | Open Subtitles | لكن منذ اللحظة اللتي رأيته فيها.. قلبي بدء يدق بسرعة وكأنه دخل سباقا |
| Erkekler daha ziyade - ortalamadan bahsediyorum - fazlalık gördükleri şeyleri atmaya, önlerindekine odaklanmaya ve daha adım-be-adım düşünme şekilleriyle hareket ediyorlar. | TED | ونجد أن هناك نسبة من الرجال يميلون للتخلص من كل ما ليس له فائدة يركزون على ما يفعلونه و يفكرون بشكل تدريجي منظم |
| 'Hangimiz hata yaptı' diyerek ve sonunda onu bulduğunuzda otobüsün altına atmaya çalışın. | Open Subtitles | ويسألون "من منكم فعلها؟" وتبدأون في خيانة بعضكم أنت تحاول رميه تحت الاتوبيس |
| Onları frizbi gibi atmaya başladığında nasıl şaşkına döndüğümü düşünün. | TED | تخيلوا صدمتي عندما بدأت في رميها مثل الأطباق الطائرة... |
| Bu yönetimi, bu ülkeyi tehlikeye atmaya nasıl cüret edersin? | Open Subtitles | كيف تجرؤ على تعريض هذه الهيئة وهذا البلد لمثل هذه المخاطرة؟ |
| Ve ben de kafasına bir kurşun sıktım ama kalbi atmaya devam etti. | Open Subtitles | و أنا وضعت رصاصة فى رأسها و لكن قلبها لم يكف عن النبض |