| - atmosferden ayrılmak zorundayız. - Önce yerden ayrılalım da. | Open Subtitles | يجب أن نترك الغلاف الجوي يجب أن نترك المدار أولا |
| Ozon tabakasını atmosferden ayırarak ölümcül radyasyonun Güneş'ten Dünya'ya ulaşmasına yol açar. | Open Subtitles | يزيل الأوزون من الغلاف الجوي مفسحا الطريق لإشعاعات الشمس القاتله لتضرب الأرض |
| Şükürler olsun ki, mevcut akış, başka bir deyişle, emisyonların atmosferden okyanusa ve aynı şekilde tam tersi yöne olan akışı aşağı yukarı dengelenmiş durumda. | TED | الحمد لله,المد ,از بعبارة اخرى, تدفق الانبعاثات من المحيط الى الغلاف الجوي وبالعكس اقل في الميزان |
| Burada, atmosferden aldığı karbondioksiti karbonata dönüştüren bir 'protocell' var. | TED | هنا ، نحن لدينا بروتسايل لاستخلاص غاز ثاني أكسيد الكربون من الغلاف الجوي وتحويله إلى كربونات. |
| - Cevap vermiyorlar. - atmosferden kaynaklanan frekans gürültüsü var. | Open Subtitles | إنهم لا يستجيبون إنهم يدخلون الغلاف الجوي |
| atmosferden geçerken ısı işaretimizi farketmiş olmalılar. | Open Subtitles | لا بد أنهم ألتقطو أثر حرارتنا عندما عبرنا الغلاف الجوي |
| atmosferden ayrıldıktan sonra tekrar temas kuracağız. | Open Subtitles | سنعيد الاتصال بعد خروجكم من الغلاف الجوي |
| atmosferden yakalanan enerji bu noktada dev bir dalganın ölümcül gücü haline dönüştürülüyor. | Open Subtitles | وفي هذه الحالة إنها الطاقة المستمدة من الغلاف الجوي ما تتحول إلى قوةِ موجةٍ تدميريةٍ غاشمة |
| Çünkü ormanlar, atmosferden karbondioksit emmede önemli rol oynar. | Open Subtitles | وذلك لأن الغابة تلعب دوراً حيوياً في إزالة ثاني أكسيد الكربون من الغلاف الجوي. |
| Ağaçlar büyüdükçe, yaprakları vasıtasıyla atmosferden yüksek miktarda karbondioksit emerler. | Open Subtitles | بينما تنمو، تمتص الأشجار كميات كبيرة من ثاني أكسيد الكربون من الغلاف الجوي عبر أوراقها. |
| atmosferden sağladıkları, okyanusta çözülen karbon sayesinde kabuklarını geliştirdiler. | Open Subtitles | لقد نمت بمساعدة الكربون القابع في الغلاف الجوي والآن ها هي في المحيط |
| Neye ihtiyacınız var onu bilmiyorum. Kısacası, gördüğünüz siklonik fırtınalar enerjilerini üst atmosferden çekiyorlar. | Open Subtitles | نسخة قصيرة , للوصول لطاقة العواصف خلال الغلاف الجوي |
| Hayır, atmosferden yanarak geçtiğini söylüyorum. | Open Subtitles | لا، لكان قد إحترق وهو قادم من خلال الغلاف الجوي. |
| atmosferden elektriksel bilgi sinyali alıyor. | Open Subtitles | أنها يستقبلون الشحنات الكهربائية من الغلاف الجوي |
| Sanırım onlar da atmosferden bilgi alıyorlar, onlara söylediklerimden. | Open Subtitles | أظن أنهم يستقبلون معلومات من الغلاف الجوي التي ربما أخبرتها لهم |
| Bayanlar ve baylar,Apollo 11 atmosferden çıktı ve tüm sistemleri kusursuz çalışıyor. | Open Subtitles | السيدات والسادة ،" أبولو 11 "هو خارج الغلاف الجوي وجميع أنظمة جيدة |
| Okyanus olmadan, atmosferden CO2 yakalayıp mineral olarak depolamasına imkan yoktu. | Open Subtitles | من دون مُحيط لم يكن لدي الزهرة طريقة لأسرِ ثاني أُكسيد الكربون من من الغلاف الجوي و تخزينه على شكل معدن. |
| Hava kaynaklı bir tedavi atmosferden geçerken bozulur. | Open Subtitles | الحل الهوائي سيضمحل بمروره عبر الغلاف الجوي |
| atmosferden çıkmayı çok daha ucuz yapar. | Open Subtitles | قد يجعل الخروج من الغلاف الجوي أسهل بكثير. |
| Çok yamuk olursa atmosferden sekip Güneş'in etrafında yörüngeye otururuz. | Open Subtitles | إن كانت ضئيلة جداً، سنرتد من الغلاف الجوي وندور في مسار حول الشمس. |
| Bunun nedeni ise buz aslında atmosferden nemi emiyor. | TED | والسبب وراء الجفاف هو أن الجليد يسحب الرطوبة من الجو |