| Bu şekilde avlanıyorlar. Kendilerini yiyecek kaynağına mandallayıp, etini taze tutuyorlar. - Ne yapacağım şimdi? | Open Subtitles | هكذا يصطادون يستولون على مصدر طعام و يبقونه طازجا |
| Sürekli avlanıyorlar. Burada durursan, seni bulurlar. | Open Subtitles | أنهم يصطادون دومَا أذا بقيت سيعثرون عليك |
| Zaten korkuyorlar. Bu yüzden avlanıyorlar. | Open Subtitles | .إنهم خائفون بالفعل .لهذا السبب إنهم يصطادون |
| İki ayaklı, minik, kıllı insanımsı canlılar... ellerinde bir parça volkanik taş var... bir şeyi takip ediyorlar ya da avlanıyorlar. | Open Subtitles | ذو قدمين صغيرة، أقل غضبا هذه المخلوقات البشرية . قطع من الحمم البركانية في أيديهم. يطاردون أو يصيدون شيء ما. |
| Şimdi de orfozlar ve levrekler ne yazık ki aşırı avlanıyorlar, balıkçılar papağan balıklarını hedef alıyorlar. | TED | الآن حيث يُستنزف النهاش والقُشر بالصيد الجائر، يستهدف الصيادون سمك الببغاء، |
| Böyle avlanıyorlar. | Open Subtitles | الذي كَمْ يُطاردونَ. |
| Sürü olarak avlanıyorlar. Hızlı ve çirkinler. | Open Subtitles | إنّهم يصطادون في مجموعات , بشكل قبيح مثل سرعتهم |
| Şimdi ilk defa birlikte avlanıyorlar, | Open Subtitles | الآن , يصطادون سويَّاً للمرَّة الأولى, |
| Ülke çapında avlanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يصطادون فى جميع انحاء البلاد |
| Güneyde avlanıyorlar. Kuzeye gitmek daha güvenli. | Open Subtitles | أنهم يصطادون في الجنوب الشمال سيكون آمن |
| Yuvadan çıkarlarsa çift halinde avlanıyorlar. | Open Subtitles | إذا تركوا العش، يصطادون في ثنائيات |
| Hayır, onlar avlanıyorlar. | Open Subtitles | - لا, هم فقط يصطادون. |
| Böyle avlanıyorlar. | Open Subtitles | وهكذا يصطادون |
| Sık bir ağaçlıkta avlanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصيدون في منطقة نباتات كثيفة |
| - Birlikte avlanıyorlar. | Open Subtitles | -إنهم يصيدون سوياً. |
| Sürü halinde avlanıyorlar. | Open Subtitles | أنها تقوم بالصيد كمجموعة |
| Sürü halinde avlanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يقوموا بالصيد في مجموعات |
| Ses ile avlanıyorlar. | Open Subtitles | يُطاردونَ بالصوتِ. |