| elemanlarına söyle bıçak kemiğe dayandığında ve bir beyaz dosta ihtiyaç duyduğunda avludaki en kara ele uzansalar iyi olur. | Open Subtitles | عندما تأتِ الصعاب والبيض يحتاجون صديقاً عليهم بأن يتصلّوا بالجانبِ المظلم بالساحة. |
| avludaki çizimlerinden dolayı hücreleri birbirine kattılar. | Open Subtitles | الان هم يفتشون زنزاناتنا لسلل رسمتك التي بالساحة |
| Çünkü, bilirsin, bugün avludaki benim günüm. | Open Subtitles | .لأنه,كما تعلم .إنه يومي بالساحة |
| Gece avludaki çardağın altında. | Open Subtitles | في الليل خارجاً في الفناء تحت تعريشة العنب |
| - Serena ve yanlız olmayan çocuk açıkça, avludaki kırıştırmayı abarttılar. | Open Subtitles | ومن الواضح انهم تخطوا المغازلة في الفناء |
| Ve avludaki çite giden elektriğini keseriz. | Open Subtitles | وستُفصل الطاقة عن السور الكهربائي المُتواجد في الساحة |
| avludaki en büyük, en kötü anneyi bul ve o kıçını tekmele | Open Subtitles | "ابحث عن أكبر, أسوأ شخص في الساحة, و اركل مؤخرته." |
| Ayrıca gardiyanların, özellikle de avludaki mahkumları kontrol etme yöntemlerine de kafayı takmış olmalı. | Open Subtitles | كما أنه مهووس بالحرّاس وأساليبهم في السيطرة على السجناء بخاصة في الفناء |
| Boks yapmış, vücut çalışmış, avludaki herkese meydan okumuş. Onlarla ölümüne dövüşeceğini söylemiş. | Open Subtitles | يلاكم ويتمرّن ويتحدى الجميع في الفناء قائلاً أنه سيقاتلهم حتى الموت |
| avludaki masalardan birinde yeriz diye düşünmüştüm ve.. oh! | Open Subtitles | .. لقد فكرت أن نأكل في أحد الطاولات ... في الفناء |
| Yayını avludaki hoparlörlere ver. | Open Subtitles | -اٍلى مكبرات الصوت في الفناء -نعم سيدي |
| avludaki ipi takip edin. | Open Subtitles | إتبعي الحبل في الساحة |
| İç avludaki herkese haber ver. | Open Subtitles | اجمع الجميع في الساحة |
| İç avludaki herkese haber ver. | Open Subtitles | اجمع الجميع في الساحة |