| Avrupada ya da Batida biz buna benzer birsey gormuyoruz. | TED | لا نرى أي مثيل لهذا في أوروبا أو في الغرب. |
| Evet varlar, doğru sayılabilir, ama Avrupada ve Batıda, ne zaman erkekler ve kadınlar eşit gıda ve sağlığa ulaşabiliyor orada kadınlar daha uzun yaşıyor. | TED | الواقع أنه، فعليا، في أوروبا والغرب، عندما يكون للنساء والرجال فرص متساوية للحصول على الغذاء والرعاية الصحية تكون هناك نساء أكثر، نحن نعيش لفترات أطول. |
| Annem beni Avrupada, babam ise Eric'i Amerikada büyüttü. | Open Subtitles | و قامت أمي بتربيتي في أوروبا و قام أبي بتربية اريك في أمريكا |
| Belki Avrupada hiç cadı yoktur ama burda kievde bütün kadınlar cadıdır. | Open Subtitles | ربما انت في اوربا ،لاتعلم بوجود الساحرات ؟ بلد مثل كييف . |
| Doğu Avrupada parçalanmış imparatorluklar arasından yeni milletler çıktı. | Open Subtitles | وفي أوربا الشرقية نشأت أمم جديدة ناتجة من الإمبراطوريات المبعثرة |
| Danimarka ahlaksızlaşmış Avrupada son kale. | Open Subtitles | الدنمارك هي احد البلدان التي فسدت في اوروبا |
| Yani, deposunda 1600'lü yıllarda Avrupada üretilen ürünlerin harikulade bir karışımı bulunuyor. | Open Subtitles | لذا فإن شحنتها خليط من المنتجات الأوربية العجيبة من القرن الـ17. |
| Batı Avrupada nüfuzlarını genişletmek için bir fırsat olabilirdi. | Open Subtitles | في أن يبسطوا نفوذهم أكثر في أوروبا الغربية |
| Sovyetler Birliği ve ajanları özgürlüğü, ve ulusların doğu ve orta Avrupada bir dizi demokratik karekterleri yıktılar. | Open Subtitles | نجح الاتحاد السوفيتي وعملائه في تدمير الطابع الاستقلالي والديمقراطي لسلسلة كاملة من الدول في أوروبا الشرقية والوسطى |
| Bu eylem acımasızders ve açık tasarım Avrupada kalan özgür ulusu çoğaltmak için beraberinde getiren | Open Subtitles | وإن هذا النشاط الجامح والتصميم الواضح لمد أثر ذلك في الدول الحرة المتبقية من أوروبا |
| Avrupada bugun çok kritik bir durumdur. | Open Subtitles | هو ما تسبب في الوضع الحرج الذي تعانيه أوروبا اليوم |
| Fiat bazı Avrupada makine olarak gelişmiş ve yeniden donaltılmıştır. | Open Subtitles | تم إعادة تجهيز شركة فيات ببعض من الآلات الأكثر تطورًا في أوروبا |
| Harika bir şefti. İsmi tüm Avrupada duyulmuştu. | Open Subtitles | لقد كان أعظم صانع للمعجنات وأشهرهم في جميع أنحاء أوروبا |
| De La Mer genellikle Karayiplerde veya Avrupada ameliyatlarının iyileşme süreçlerini geçiren kişilere oradan yemek servisi de yapacak. | Open Subtitles | مِنْ الإجراءاتِ الجراحيةِ في الكاريبي أَو أوروبا. بإِنَّنا سَنُزوّدُ بديلُ. |
| Rus cephesindeki ölüm kuyusundan kurtuldun... tüm Avrupada yolunu bekleyen idam mangasını atlattın... bir kaçak, bir hırsız... ve müttefiklerin işgalindeki ödüle 500 metre... yaklaşıyorsun. | Open Subtitles | لقد نجوت من مذبحة الجبهة الروسية لقد راوغت فرقة الإعدام وشققت طريقك عبر أوروبا هارب، ولصّ |
| Hazirana kadar kar yağarmış. Tüm Avrupada ekinler harap olurmuş. | Open Subtitles | ،ظل الثلج يهطل حتى يونيو فسدت المحاصيل في جميع أنحاء أوروبا |
| Avrupada misyoner olarak yıllarımı geçirdim. | Open Subtitles | قبل سنوات ذهبت الى الكنائس التبشيريه في اوربا ؟ |
| Avrupada son 3 ay boyunca bu sırt çantaları hep yanımızdaydılar. | Open Subtitles | حملناها على اكتافنا منذ ثلاثة اشهر خلال تنقلنا في اوربا. |
| Avrupada ki reklam panolarında üstsüz olacakmış. | Open Subtitles | نعم في جولة أعلانية في اوربا سوف تكون عارية الصدر - وااو - |
| Artık doğu Avrupada değilsin. | Open Subtitles | أنت لست في أوربا الشرقية أكثر. |
| Danimarka, tüm Avrupada takdir gören Lider bir ülke olmuştu. | Open Subtitles | الدنمارك اصبحت رائدة في اوروبا وحازت علي اعجاب الجميع في اوروبا |
| - Hayır, bu Avrupada hazırlanma şeyi. | Open Subtitles | - لا , أنها تبدو من الأستعدادات الأوربية |