| Hükümet avukatıydı. Ceza avukatlığı falan yapmazdı. | Open Subtitles | كان محامياً حكومياً لم يمارس القانون الجنائي أو شيء كذلك |
| Bay Bergin bir seri katilin avukatıydı. | Open Subtitles | سيد بيرجن كان محامياً لسفاح مزعوم |
| Price eskiden önemli bir savunma avukatıydı. | Open Subtitles | كان (برايس) محامياً دفاعياً مشهوراً |
| Justice Clarence Thomas Monsanto'nun avukatıydı. | Open Subtitles | عدالة كلارنس توماس الذي كان محامي الشركة |
| Harika bir savunma avukatıydı. Birkaç yıl önce öldü. | Open Subtitles | هو كان محامي دفاع متألق و توفي قبل بضع سنوات |
| Velayet avukatıydı. Mevcut bütün davalarını öğrenin. | Open Subtitles | كانت محامية وصاية تحققوا من القضايا الحالية |
| Mucidi Chester Carlson bir patent avukatıydı. | TED | ومخترعها " تشيستر كارلسون " كان محامي براءات اختراع |
| Chandler ailesinin gayrimenkul avukatıydı. | Open Subtitles | كان محامي العقارات لعائلة تشاندلر |
| Bay Fordham onun ceza savunma avukatıydı. | Open Subtitles | السيد فوردهام كان محامي الدفاع الخاص به |
| Arayan Keyes'in avukatıydı. | Open Subtitles | ذلك كان محامي كيز. |
| Şey... onun adı Bayard'dı. O akıllı ve başarılıydı - gerçek bir miras avukatıydı. | Open Subtitles | كان إسمه (بيرد) لقد كان ذكياً وناجحاً لقد كان محامي عقار بارع |
| O insan hakları mahkemesi avukatıydı. | Open Subtitles | كانت محامية حقوق إنسان |