| avukatlarla uğraşmaya değmez. Halkın parasını boşa harcamayın. İtiraf et işte. | Open Subtitles | لا تتكبّدي عناء تعيين المحامين إنهم مجرّد إهدار لنقود دافعي الضرائب | 
| Fark ettik ki sadece eğitimli avukatlarla olmuyor, bir de avukatlarin aralarındaki bağın güçlenmesi gerekiyor. | TED | لكننا أدركنا أن ذلك ليس مجرد تدريب للمحامين، بل يتعدى للتشبيك والتواصل بين المحامين لإحداث فرق | 
| Bazen, mahkemede kanıt olarak kullanmak için avukatlarla çalışmaktır. | TED | وفي بعض الأحيان, فانها تعمل مع المحامين لاستخدامها كأدلة في المحكمة. | 
| Avukatlar asla avukatlarla olmamalı. | Open Subtitles | على المحامين عدم إقامة علاقة مع محامين آخرين | 
| avukatlarla beraber merkezde de yapabiliriz ama burası konuşmak için daha uygun. | Open Subtitles | يمكننا التحدّث بمركز الشرطة في حضور المحاميين لكنني رأيتُ بأنه سيكون أكثر ملائمة التحدّث هنا | 
| 10 ay önce, belki bir yıl. Yazın avukatlarla görüştüğünü duymuştum. | Open Subtitles | عشرةُ شهور , ربما سنة سمعتُ بأنهُ يقابل المحامون في الصيف | 
| Doğal olarak avukatı diye düşündüm ama onun avukatlarla işi olmadığını söylediğini söylüyor. | Open Subtitles | و لكنه يقول انها تقول انها ليس لديها شئ مع المحامين | 
| Prue yaptı, ve Allahtan yaptı, çünkü eğer yapmasaydı hala avukatlarla uğraşıyor olacaktık. | Open Subtitles | لم برو ذلك، والحمد لله فعلت، لأنه إذا لم تفعل، كنا لا يزال يتم التعامل مع المحامين. | 
| Kaba saba gazeteciler, zor kefalet şartları, avukatlarla toplantılar... | Open Subtitles | الصحافة الدنيئة شروط الكفالة الصارمة لقاء المحامين وما شابه | 
| Dün öğleden beri Locke avukatlarla beraber. | Open Subtitles | لوك كان مع المحامين من وزاره العدل منذ ظهر امس | 
| Kimde olacağı konusunda avukatlarla pazarlık yapan dul bir anne olacağım. | Open Subtitles | واتفاوض مع المحامين ليكون الطفل معي في عيد الميلاد | 
| avukatlarla toplantılara katılıyorsunuz ya da buna benzer şeylerle. | Open Subtitles | أنت سَيكونُ عِنْدَكَ الإجتماعاتُ مَع المحامين وأشياء كهذه. | 
| Affedersin ama, bu avukatlarla bu profesyonel insanlarla, savcıyla kim ilgilenecek, çok merak ediyorum? | Open Subtitles | أعذروني لكن هؤلاء المحامين الناس المحترفين المدعي العام من سيتكفل بالموضوع ؟ | 
| avukatlarla konuşuyordum ve düşündüklerine göre eğer biz... Seni buraya bu yüzden çağırmadım. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع المحامين الجدد ونحن نفكر بالإدعاء بأنكِ مجنونة | 
| Bana öyle geliyor ki, bütün zamanını ölmüş avukatlarla konuşarak geçirmeseydin Victor ziyaretine daha sık gelebilirdi. | Open Subtitles | وعندي إحساس أن فيكتور قد يزورك مرات أكثر إذا لم تضيعي الوقت في التحدث مع مجموعة من المحامين الموتى | 
| Geç oldu, yorgunum da, ve avukatlarla da çıkmam. | Open Subtitles | الوقت متأخر وأنا متعبة وأنا لا أواعد محامين | 
| Yaklaşık on yıldır avukatlarla görüşmekteyiz. | Open Subtitles | صار لنا.. نتحدث مع محامين منذ.. حوالي عشر سنوات. | 
| avukatlarla konuşarak boşa zaman harcamazdım. | Open Subtitles | كنت لأتوقف عن تضييع وقتي بالتحدث مع المحاميين. | 
| Ben başkanlarla, avukatlarla ve Kızılderili şefleriyle tango yaptım. | Open Subtitles | عندي موعد مع الرؤساء، المحامون والرؤساء الهنود. | 
| Karımla konuşuyorum, avukatlarla çevriliyken, elimizdekileri bölüşüyoruz. | Open Subtitles | أنا أتحدث لزوجتي محاطين بالمحامين نقسم أشياءنا | 
| En iyi üniversitelerden mezun olmuş en iyi avukatlarla çalıştı. | Open Subtitles | و أكبر محامينا يعتمدون عليها و التي تخرجت من أفضل جامعة | 
| - Baba... Doktorlarla, avukatlarla tanışırdın. Boşandıktan sonra neden sorun olsun? | Open Subtitles | ستلتقين بأطباء ومحامين لاعيب ان كانوا مطلقين | 
| Bu yerin en trajik tarafı da bilim adamları, sanatçılar ve avukatlarla dolu olmasıydı. | Open Subtitles | المحاكمات اليهودية تحتاج الى ثلاثة جزء من المأساة هذا المكان كان مكتظا بالكثيرمن العلماء والفنانين والمحامين |