| Bu ayılarla göz göze olmak bana sözlerin ötesinde bağlanma hissi verdi ve burada kameramla olmam anı yüceltti. | TED | قُربك جداً من هؤلاء الدببة يشعرك بالتواصل شعوراً يتجاوز الوصف بالكلمات، ووجود الكاميرا معي في هذه الحالة عزز ذلك. |
| Tamam. ayılarla devam edelim. Ayılar neden hâlâ hazır değil? | Open Subtitles | حسناً ، سنتابع بعرض الدببة لماذا الدببة غير مستعدة ؟ |
| ayılarla dolu bir nehirde hayatı için savaşan gey bir alabalık gibiyim. | Open Subtitles | كأنّي سمكة سلمون شاذّة أكافح لأحافظ على حياتي في نهرٍ من الدببة. |
| Ama bana kalırsa, sanki orada... ayılarla değilde, ayı kostümü giymiş insanlarla uğraşıyormuş gibi, bir davranış içindeydi. | Open Subtitles | لكن,في تصوري انه تصرف كمن يعمل مع اشخاص يرى فيهم مجرد اشخاص متنكرين بزي الدببة اكثر من كونهم دببة متوحشة |
| Eğer içinde, insanlığındaki tutsaklıkları, terk edecek, ve ayılarla bağ kuracak, bir arzu var idiyse, | Open Subtitles | كما لو كانت لديه رغبة للتحرر من قيود الانسانية والارتباط بالدببة |
| Hey! Duyduğuma göre dedenle birlikte ayılarla epey vakit geçirmişsiniz. | Open Subtitles | حسناً، لقد سمعت بأنك وجدكِ كنتم تقضون وقتاً مع الدببه |
| - Sana karşı açık sözlü olacağım vaktimizin çoğunu, kara ayılarla kutup ayıları arasında bir o yana bir bu yana koşturmakla geçirdik. | Open Subtitles | حسناً، لأكون صادقاً معكي لقد قضينا معظم وقتنا فقط ذهاباً وإياباً بين الدببة السوداء والدببة القطبية |
| Yani sen, bu köpek ayılarla ve kurtlarla dövüşüyor ama sudan korkuyor diyorsun. | Open Subtitles | إذاً أنت تقول أن هذا الكلب يحارب الدببة والذئاب ولكنه يخاف من الماء |
| Yaban hayvanlarıyla hatta ayılarla burun buruna geleceğiz. | Open Subtitles | سنواجه خطر البرابرة الهمجيين وخطر الدببة |
| Kardeşim Kenai, Koda ve diğer ayılarla yaşamaya devam etti. | Open Subtitles | أخي كيناي ـ ـ ـ ذهب ليعيش مع كودا و الدببة الأخرى |
| Kardeşim Kenai, Koda ve diğer ayılarla yaşamaya devam etti. | Open Subtitles | أخي كيناي ـ ـ ـ ذهب ليعيش مع كودا و الدببة الأخرى |
| Tüm bu görkemli yaratıklar Timothy Treadwell tarafından filme alınmıştır , tam 13 yaz boyunca boz ayılarla yaşayan kişi. | Open Subtitles | كل هده المخلوقات الساحرة قام بتصويرها تيموثي تريدويل الدي عاش مع الدببة البرية طيلة 13 صيفا |
| ayılarla tüm ay boyunca, ve günün 24 saati fiziksel temas içinde bulunuyorum. | Open Subtitles | أعيش بين الدببة لمدة 24 ساعة في اليوم طيلة شهرين |
| Ama şu var ki, eğer ayılarla, gün be gün, özellikle de arazide zaman geçirirseniz, bir siren, bir çağrı, sizi kendine çeker, ve o dünyaya daha çok girmek ve daha çok zaman geçirmek istersiniz. | Open Subtitles | لكن, عندما نعيش مع الدببة ونتشارك معهم موطنهم يوم بعد يوم ننصت وننصاع لأصواتها ونداءانها هدا يجعلنا نريد البقاء معها |
| Sadece diyorum ki, ayılarla güreşiyorsun, ama eninde sonunda onlara yenileceksin. | Open Subtitles | أنا فقط أقول ، أنت تتصارع من دببة لكن في النهاية أنت ستصبح مضروب |
| Negatifi kasamda vasiyetim ve daha çok para edeceğini sandığım oyuncak ayılarla beraber. | Open Subtitles | النيجاتيف موجود في خزانتي الشخصية, مع وصيتي وبعض اللعب على شكل دببة. والتي اعتقد أنها ستساوى ثروة في المستقبل. |
| Diğer ayılarla böylesine yakın karşılaşmalar çok stresli olsa gerek. | Open Subtitles | احتكاكات قريبة كهذه مع دببة أخرى لا بُد وأن تُثير الأعصاب |
| Ben çocuğumu ayılarla oynaması için teşvik edecek değilim. | Open Subtitles | بالتاكيد أن لن اشجعها لتلعب بالدببة |
| Cehennem ayılarla kaynıyor, Jimmy. | Open Subtitles | الجحيم ملئ بالدببة يا جيمي |
| ayılarla kuşların onunla işi bittiğinde geriye sadece hayal kırıklığının kokusu kalacak. | Open Subtitles | بعد أن ستتخلص منه الدببه و الجوارح لا داعي لأن أضيع عليه رصاصه |
| Aynı Titanik gibi ama ayılarla dolu! | Open Subtitles | إنه مثل سفينة التآيتنك! لكنها مجموعه من الدببه |
| İnsanlar perilerle vakit geçirdiğimizi ve baykuşlarla, ayılarla konuştuğumuzu düşünür. | Open Subtitles | النسا ستظن بنا أننا ...نتعامل مع الجان ونتحدث إلي البوم والدببة و... |