| Hükümet korumaları yakında gel-... Hayır, Kız kardeşin kaçırılmış! Şakalarına ayıracak vaktim yok şu an. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للمزاح سـأخذ كورنيليا كرهينة و أتجة نحو مركز القيادة |
| - Bu saçmalıklarına ayıracak vaktim yok demiştim Silk! Birisiyle görüşüyorum. | Open Subtitles | أخبرتك، ليس لدي وقت لهرائك أنا سأقابل أحداً |
| Cumartesi günü evleniyorum. Buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا سأتزوج هذا السبت أنا فقط ليس لدي الوقت لذلك |
| Öğrencinin biriyle. Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | بواسطة طالب، اسمع ليس لديّ وقت لهذه الترهات.. |
| Sana ayıracak vaktim yok. Şehri Vahşetveren'den korumam lazım. | Open Subtitles | في الحقيقة ليس لديّ وقتٌ لكِ، عليّ أن أنقذ البلدة من العملاق العظيم. |
| - Bu katlanılması gereken bir durum. Bu tip küçük şeylere ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | إنه عبء يجب أن نتحمله لا وقت لدي لهذه الاهتمامات التافهة |
| Sahte bir hikayeye ayıracak vaktim yok bunu kolaylaştırıcam | Open Subtitles | لا وقت لديّ لدرس تاريخ زائف، لذا سأسهل عليك الأمر |
| Sadakatsizliğine ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | لذا لا أملك وقتاً لولاءك المُتواجد في غير محله |
| Ve onu tanımıyormuşsun gibi davranma çünkü bu saçmalık ve benim buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | ولا تدّعي أنك لا تعرفه لأن ذلك هراء ليس لدي وقت له |
| Bu saçmalıklara ayıracak vaktim yok benim. | Open Subtitles | - لايمكنني الانزعاج من هذا ليس لدي وقت لهذا الهراء |
| Çok iyi! Ama sizin saçmalıklarınıza ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا آسف ولكن ليس لدي وقت لعبك. |
| Bu açmalığa ayıracak vaktim yok çocuk! | Open Subtitles | ليس لدي وقت لهذا الهُراء ، يا ولد |
| Şu anda buna ayıracak vaktim yok, Simon. Dinle. | Open Subtitles | نعم حسنا ليس لدي وقت الآن سايمون اسمع |
| Dell, şu an sana ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | يجب ان أكلمك ديل,ليس لدي الوقت لمحادثتك الان |
| Yeni arkadaşlara ayıracak vaktim yok. İşim başımdan aşkın. | Open Subtitles | اسمع، ليس لديّ وقت لأصدقاء جدد فلديّ ما يكفيني من المشاغل |
| Gözden düşmüş eski siyasetçilere ve bekar hamilelere ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ وقتٌ لإهانة امرأة سياسية سابقة وحاملٌ غير متزوجة |
| - Bu katlanılması gereken bir durum. Bu tip küçük şeylere ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | إنه عبء يجب أن نتحمله لا وقت لدي لهذه الاهتمامات التافهة |
| Aşırı duygusal hikayelere ayıracak vaktim yok. Ve herşeyin bir bedeli var. | Open Subtitles | لا وقت لديّ للقصص العاطفيّة ولكلّ شيء ثمن |
| Benimde bu tür flört işlerine ayıracak vaktim yok | Open Subtitles | وأنا كذلك لا أملك وقتاً للغزل! |
| İkinci sınıflara ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا لا أملك الوقت للبقاء مع الدرجة الثانية |
| Oyunlara ayıracak vaktim yok Elijah. Ona yaptıkları büyü gün geçtikçe kötüleşiyor. | Open Subtitles | لا أملك وقتًا للألاعيب يا (إيلايجا)، شعوذَته تزيد سوءًا بمرور الأيّام. |
| - Bak dostum, böyle saçmalıklara ayıracak vaktim yok tamam mı? | Open Subtitles | - انظر يا رفيق ليس لدي الوقت لهذا الهراء , حسنا؟ |
| Kız kardeşlik dernekleri okuldayken eğlenmek içindir. Bu iyi bir şey ama benim buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | نوادي النساء كلّ شيء عن قضاء الوقت الممتع بينما تكوني في المدرسة وهذا جيد وليس لدي وقت لهذا |
| Buna ayıracak vaktim yok. Bir an önce düzeltmeliyim onların batırdığı işi. | Open Subtitles | ليس لدى وقت لذلك يجب ان ارمم ما فعلوه |
| Buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدىّ وقت من أجل ذلك |
| Üzgünüm ama şu an senin derdine ayıracak vaktim yok, Lily. | Open Subtitles | آسفة لا يوجد لدي وقت لهذه الدراما الآن يا (ليلي) |