| Yemekte sık sık bacak bacak üstüne at ve ayakkabını Ayağının ucunda salla. | Open Subtitles | ضعي قدمك على الأخرى كثيرًا أثناء العشاء وببطء واجعلي الحذاء يتدلى من قدمك |
| Tek Ayağının üstünde nerdeyse düşmek üzereyken, diğer ayağınla kendini tekrar toparlarsın. | TED | فانت عندما ترفع احدى اقدامك .. تكون على وشك ان تسقط فتتلقفك قدمك الاخرى |
| Kampındaki kadınların hepsi Ayağının dibinde sürünen hayvanlar. | Open Subtitles | انت لديك فقط النساء من مخيماتك، حيوانات تزحف عند قدميك. |
| Bir daha kaçmaması için Ayağının yarısı kesildikten sonra bile. | Open Subtitles | ليس حتى بعد أن قطعوا نصف قدمه لمنعه من الهرب |
| Bu, Ayağının ağrıdığı zamanın veya bir pastayı ısırdığın anın ya da etkileyici bir kitapta kendini kaybettiğin 3 saatin "şimdi"si değil. | TED | هذا ليس الآن لإطلاق النار ألم في قدمك أو الثانية أن كنت لدغة في الحلويات أو الثلاث ساعات أن تفقد نفسك في كتاب عظيم. |
| Bütün gece inledin, Ayağının ağrıdığını söyledin. | Open Subtitles | كنت تشكو ليلة البارحة قائلاً أن قدمك تألمك |
| Röntgen yoktu. Herkes Ayağının kırıldığını kabullenmişti. | Open Subtitles | لم يكن هنالك صور إشعاعية الجميع قبل حقيقة أن قدمك مكسورة |
| O yumru Ayağının seni alt ettiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننتُ أنهُ ربما إنقلبتْ قدمك الحنفاء عليك |
| O ezilmiş Ayağının kanayarak zeminimi kirletmesine bir son vermenin zamanı geldi. | Open Subtitles | اوقف نزيف قدمك اللعينة من احداث الفوضى على أرضيتي إلى الأبد. |
| Sen az önce oda boyunca Ayağının üzerinde zıplıyordun. | Open Subtitles | أنتظرى لحظة ، لقد كنتِ كنتِ تقفين على قدمك بالغرفة |
| Nişancı, açık renkli otların arasında, Ayağının dibinde olmalı. | Open Subtitles | المس ذلك العشب الخفيف اللون وسيكون القناص عند قدميك |
| İki Ayağının üzerinde durabilecek kadar atletik değilsin diye mi? | Open Subtitles | لأنك لست رياضياً بما يكفي لتقف على قدميك |
| Ancak işleri gerektiği gibi toparlayamazsan tek sahip olacağın, Ayağının altında ne yapacağını bilemediğin bir petrol deryası olur. | Open Subtitles | ولكن إن لم تتمكّن من تحقيق ذلك فسيكون لديك محيط نفط تحت قدميك دون مكان لنقله |
| Ayrıca sağ Ayağının baş parmağı cerrahi müdahaleyle kesilmiş. | Open Subtitles | بالإضافه إلى إن قدمه اليمني تم بتر الأصبع الكبير فيها |
| Bu adam Ayağının kesilmesini istiyor, ve tek bulduğunuz çözüm sakinleştirici ilaç vermek mi? | Open Subtitles | , الرجل طلب بتر قدمه و أفضل حل لديك هو اعطائه مهدئات؟ |
| Prensesin zarafetine öylesine vuruldu ki ölümün onun Ayağının altında pusuda beklediğini fark edemedi. | TED | صُدمَ بجمالها، حيث لم يلاحظ أن الموت قابعٌ عند قدميها. |
| Bak, bize yatacak bir yatak ver; biz de Ayağının altından çekilelim. | Open Subtitles | أعطنا سريراً وسنبقى خارجاً خارج مجال أقدامك |
| İnsan Ayağının özgür olması gerektiğine inanırım. | Open Subtitles | أؤمن بأن أرجل البشر يجب أن تكون غير محجورة |
| Tavşan Ayağının uğurlu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت ان ارجل الأرانب من المفترض ان تكون محظوظة. |
| Bir Ayağının kısa olmasından dolayı dans edemedik, ama punç çok lezzetliydi. | Open Subtitles | لم نستطع الرقص بسبب قدمها العرجاء و لكن الشراب كان لذيذ الطعم |
| Kadın, beni fino köpeğin ettin Ayağının önünde oturtup emirlerini yerine getirdim... | Open Subtitles | يا امرأة، أصبحتُ مثل الكلب عندكِ، أجلس بالقرب من قدميكِ وأتلقى أوامركِ. |
| İki Ayağının üzerinde duruyormuş, iki metreden uzunmuş, kılla kaplıymış ve ona "cehennemden gelen canavar" demiş. | Open Subtitles | كان يقف علي قدمين و طول 2 متر مفطي بالشعر و سماه الوحش من الجحيم |
| Ayağının altında hiçbir ot büyümez. | Open Subtitles | لا ينمو العشب تحت قدميكَ |
| Anlaşılan, Ayağının kadifemsi yumuşaklığı adamın içini gıcıklıyormuş. | Open Subtitles | على ما يبدو أن أقدامها هي ما أخرجته من قفصه |
| Çünkü Ayağının resmini yüklediğini gördüm. | Open Subtitles | لأن كل ما أراه من منشوراتها هو صورة لرجلها |
| Rıhtımda otururken bir gün bir vatozun, Ayağının altında yüzdüğünü görüyor. | TED | كان جالساً أمام حوض السفن يوماً ما ورأى سمكة اسيتغراي تطوف تحت قدميه. |