| Beyaz spor ayakkabılı büyücüm oralarda bir yerdeydi. | Open Subtitles | كانت دائما هناك مشعوذتي ذات الحذاء الأبيض |
| Sen spor ayakkabılı, ve mavi eşofmanlı. | Open Subtitles | .أيها الرجل ذو الحذاء الرياضي يا صاحب السترة الزرقاء |
| Beyaz ayakkabılı hanıma içelim mi? Bul beni. | Open Subtitles | هلّا شربنا نُخب السيّدة ذات الحذاء الأبيض؟ اعثري عليّ. |
| Hayır, haki rengi giysi giyen, elleri kelepçeli, tek ayakkabılı başka biri. | Open Subtitles | كلا ، إنّه رجل آخر يرتدي الكاكي ويرتدي قفازات يدوية وحذاء واحد |
| Şu boyda, palto giyen, dans ayakkabılı biri. | Open Subtitles | ضخماً بعض الشئ ، معطفاً واق من المطر ، بحذاء ملائم؟ |
| Lütfen makosen ayakkabılı bir adamın benimle konuşman için sana para vermediğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أن شابًا يرتدي حذاءً غاليًا جدا لم يدفع لك كي تأتي للتحدث معي. |
| Saçma ayakkabılı kuruntulu müzisyenlerin yaptıkları gibi. | Open Subtitles | مثل مطربي الـ هيب بأحذيتهم المعقدة. |
| Beni dar ayakkabılı adam yolladı. | Open Subtitles | أرسلني إليه الرجل ذو الحذاء الضيق |
| Kasadaki kayıp parayı pahalı yeni ayakkabılı kasiyere sorarsın. | Open Subtitles | النقود مفقودة من السجل ... أسألي صاحب الخزينة ,صاحب الحذاء الجديد والغالي. |
| Sivri ayakkabılı adam vardı ya, çok kötü öpüşüyor. | Open Subtitles | صاحب الحذاء المدبب لا يحسن التقبيل |
| Yakalıdığım en iyi isim "Dar ayakkabılı Sam"di çünkü... | Open Subtitles | افضل من امسكت به كان الحذاء الضيق سام |
| Büyük ve ağır ayakkabılı şu adamı görüyor musun? | Open Subtitles | أترين هذا الرجل ذو الحذاء الفضاض؟ |
| Ve bazı insanlar da, özellikle tek ayakkabılı olanlar isteseler bile nasıl izin vereceklerini bilemezler. | Open Subtitles | * رتب السرير * أيضاً بعض الناس , خاصةً أصحاب الحذاء الواحد المتنوعة الاشكال لن تعرف كيف سيسمحون لك أن تتدخل في أمورهم |
| Beyaz ayakkabılı olan o kadar da çirkin değilmiş. | Open Subtitles | الفتاة ذات الحذاء الأبيض ليست قبيحة جدا |
| Beyaz ayakkabılı hanıma içelim mi? | Open Subtitles | هل نشرب نخب السيدة ذات الحذاء الأبيض؟ |
| Yanlarında 12 yaşında uzun çoraplı ve okul ayakkabılı bir kız varmış. | Open Subtitles | بصحبتهم فتاة بعمر الثانية عشر ذات جوربين طويلين وحذاء مدرسة الأحد. |
| 1.80 boyunda, kahverengi saçlı, pembe tişörtlü mavi pantolonlu ve sarı ayakkabılı. | Open Subtitles | بطول 6أقدام، شعر بني، قميص وردي بنطال أزرق وحذاء أصفر |
| Chicago'dan ıslak sakallı ve kirli ayakkabılı bir yabancı.. | Open Subtitles | غريب مبتل بالمطر من شيكاغو، بلحية مبللة وحذاء متسخ... |
| Çimendeki yol boyunca kırmızı ayakkabılı bir kadın gider... | Open Subtitles | . . على طول الطريق على العشب الأخضر سيدة بحذاء احمر وكعب عالي تذهب... |
| Bir sokak aşağıda dişlek, kızıl saçlı, Frankestein ayakkabılı kız var. | Open Subtitles | في اخر الشارع هناك تلك الصهباء بأسنان غريبة بحذاء (فرانكشتاين). |
| Diğer kurbanlardan birisi, kırmızı ayakkabılı. | Open Subtitles | الضحيّة الأخرى، يرتدي حذاءً أحمر. |
| O küçük ayakkabılı bebeklere bayılıyorum... | Open Subtitles | احب الاطفال بأحذيتهم الصغيرة |