| Bizim maymun ve kurbağaları kesmemizle aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يجعلنا نقوم بتشريح الضفادع و القرود |
| Bu konuşmayı da izlediğini düşündüren şeyle aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يجعلنى أعتقد أنك تتبع هذه المكالمة |
| Bu konuşmayı da izlediğini düşündüren şeyle aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يجعلنى أعتقد أنك تتبع هذه المكالمة |
| Şu anda onu neden kontrol edemiyorsak aynı nedenden dolayı. | Open Subtitles | لنفس سبب عدم مقدرتنا على السيطرة عليه، بعد الآن |
| Sizinle aynı sebepten dolayı, ki bence yine aynı nedenden şu anda buradasınız. | Open Subtitles | للسبب نفسه أنك لا تراه, والذي اتخيل أنه نفس السبب في أنك هنا الآن. |
| Hepimizi aynı nedenden dolayı küçümsediğinden şüpheliyim; ve şu aralar bizim gibileri korumakla ilgileniyor. | Open Subtitles | أظن بأنه يستخف بنا لذات الأسباب ولكن مصلحته هي في أن يؤيد ويحمي كبقيتنا |
| Kodlarının bu kadar yavaş olmasıyla aynı nedenden dolayı. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى جعل إرسال رمزهم شديد البطأ |
| Hiç bir zaman bir şeyi bitirememesiyle aynı nedenden ötürü ilgisini kaybetti. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي لا ينهي به أي شيء إنه عديم الإهتمام |
| Sizinle aynı nedenden dolayı buradayım. | Open Subtitles | لا تنظر إليّ أنا جئت إلى هنا لنفس السبب الذي جئت أنت بسببه إلى هنا |
| Diğerlerinin arasında seninle evlenmememle aynı nedenden dolayı. | Open Subtitles | لنفس السبب بين العديد من الآخرين أنه لايمكنني الزواج بك |
| Sikerim yerine silkelerim dememle aynı nedenden dolayı. | Open Subtitles | حسناً, لنفس السبب عندما اقول اللعنة بدلاً من اسم فرانك |
| Veriyi bizimle aynı nedenden ötürü aldı. | Open Subtitles | لقد أخذت البيانات لنفس السبب الذي نحتاجها لأجله |
| Bırakamam, senin beni aynı nedenden dolayı bırakmayacağın gibi. | Open Subtitles | لا استطيع ذلك لنفس السبب الذي أنت منعتني منه |
| Bak ben de seninle aynı nedenden dolayı buraya taşındım, sanırım. Biraz huzur ve sükunet için. | Open Subtitles | غالبا لنفس سبب مجيئك وهو الحصول على الهدوء والسلام |
| Telefonunu bırakmasıyla aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس سبب ترك الهاتف , لأنها علمت أنك ستتعقبها |
| İnsanların sıkıldıklarında kanal kanal gezmesi ile aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس سبب انتقال الناس بين قنوات التلفاز سريعًا حين يضجرون. |
| Aynı şeyleri düşünüp, aynı elbiseleri giyiyorlar ve kendilerini aynı nedenden kurban ediyorlar... bebekler. | Open Subtitles | جميعهم يفكرون بنفس الطريقة ويرتدون نفس الملابس ويضحون بأنفسهم للسبب نفسه .. الأطفال |
| Seni hastaneye götürmememle aynı nedenden. | Open Subtitles | لم أصطحبك إلى المستشفى للسبب نفسه يا كلارك |
| Bu adamla, sizin ona oy verdiğiniz aynı nedenden dolayı evlendim: | Open Subtitles | لقد تزوجت هذا الرجل لذات الأسباب التي صوت الكثير منكم إليه بسببها؛ |
| Benimle aynı nedenden dolayı geldin. | Open Subtitles | جِئتَ من أجل نفس السبب الذي جئت أنا من أجله. |
| Seninle aynı nedenden. Veya emeklilik kararından önceki sebeplerinden. | Open Subtitles | نفس اسبابك أو الاسباب التى كانت لديك قبل أن تقرر الاستقاله |
| - Sizinkiyle aynı nedenden. - Neymiş o neden? | Open Subtitles | .ـ حسناً، لنفس سببك ـ و ماذا يكون هذا السبب؟ |