| Kafeden çıktıklarını görünce ben de çıktım, istemsiz olarak takip edip aynı otobüse bindim. | Open Subtitles | فعندما رأيتهما يغادران المقهى غادرتُ أنا ايضا وتبعتهما تلقائيا وركبتُ في نفس الحافلة |
| Onunla aynı otobüse binebilmek için koşmam gerekti. | Open Subtitles | كان عليّ أن أركض بسرعة لكي أتمكّن من ركوب نفس الحافلة |
| Martha Dumptruck ineklerin intikamı ve merhaba kedicik aynı otobüse biniyormuş. | Open Subtitles | أنظرأيهاالألمعي, .كلمن سكنتهمالروح. كانوا يركبون نفس الحافلة |
| Adam üç yıldır aynı otobüse biniyor. | Open Subtitles | الرجل يركب نفس الحافلة كل يوم لمدة ثلاث سنوات |
| ..aynı otobüse binerdik. | Open Subtitles | اعتددنا على السفر معاً في نفس الحافلة |