| Doğru. Benim amigoluk yapmamla aynı sebep. Hepsi büyük bir oyun. | Open Subtitles | صحيح , نفس السبب الذي من أجله أشجع كلها لعبه كبيره |
| Bu boğucu, yaşlı beyaz adamlarla takılmak istemenle aynı sebep yüzünden. | Open Subtitles | نفس السبب الذي تريد أن تتسكع مع المضجرين، الرجال البيض المسنين |
| aynı sebep, Yankee'lerin kazanması. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يفوز به اليانكيز دائما |
| İnsanlarımın artık gezegenin dışına çıkamaması ya da şehrin bölümlerine girememesiyle aynı sebep. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى لا يمكن لقومى بسببه الإنتقال لكوكب آخر أو دخول بعض مناطق أتلانتس أنتم لا تثقون بنا الحقيقة ... |
| Kediler ve köpeklerin aynı kafese koyulmamasıyla aynı sebep. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي يجعلك لا تضع القطط و الكلاب في قفص واحد |
| Kediler ve köpeklerin aynı kafese koyulmamasıyla aynı sebep. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي يجعلك لا تضع القطط و الكلاب في قفص واحد |
| Evet, sizin Dünyanız benimkinden farklı bir frekansta titreşiyor. Cisco'nun görememesiyle aynı sebep. | Open Subtitles | تردد أرضكم مختلف عني ولهذا لا يقدر (سيسكو) على التبصر |
| Evet, sizin Dünyanız benimkinden farklı bir frekansta titreşiyor. Cisco'nun görememesiyle aynı sebep. | Open Subtitles | تردد أرضكم مختلف عني ولهذا لا يقدر (سيسكو) على التبصر |
| Onu kurtarmaktaki ısrarınla aynı sebep. | Open Subtitles | نفس السبب الذي جعلك تصرين على المجيئ وإنقاذه |
| Hepimiz aynı sebep için buradayız, Ajan Gibbs. | Open Subtitles | نحن جميعا فى هذا من أجل نفس السبب,عميل جيبز |
| Çünkü aynı sebep, çok karşıt etkiler üretmeliydi. | Open Subtitles | أن نفس السبب ينتج أثراً معاكساً |
| Notre Dame'la aynı sebep mi efendim? | Open Subtitles | نفس السبب الذي جلب "نوتردام"، سيدي |
| - Muhtemelen Oliver Wendell Holmes'un barı satın almasıyla aynı sebep bu. "Neden olmasın?" | Open Subtitles | أجل أجل، ولعلّ هذا هو نفس السبب الذي جعل (أوليفر ويندويل هولميس) يأخذ الحانه. "لمَ لا"؟ |