| Aynen öyle. Onu iyi sakla. Çünkü yeni bir yere taşınıyorsun. | Open Subtitles | هذا صحيح , احتفظ بهذه الآن لأنك ستنتقل إلى مكان جديد |
| - O yokken buralarda biz vardık. - Aynen öyle! | Open Subtitles | لقد كنا جميعا في هذا الجحيم أكثر منها هذا صحيح |
| Aynen öyle Steve ama bu akşam uçurtmalarını evde bıraksan iyi olur. | Open Subtitles | هذا صحيح ستيف لكن عليك ان تترك طائرتك الورقية في البيت الليلة |
| - Aynen öyle! Onlar yukarı çıktıkları zaman bizde kazıp havai fişekleri çıkartırız. | Open Subtitles | بالضبط, عندما يكونون يبحثون في العلية سنقوم باخراج الألعاب النارية قبل قدوم أمي |
| Aynen öyle yaptım Tina, dostluk için açkı feda ettim. | Open Subtitles | بالضبط هذا ما فعلته تينا. لأجلِ الصداقةِ , ضَحّيت بالحبِّ |
| Aynen öyle, Ölülerin Şafağı'ndayız. Beyin yiyor, harıl harıl çalışıyorum. | Open Subtitles | ذلك صحيح, إنه عصرُ عودة الأموات أنا آكل الأدمغة وآخذ الأسماء |
| Aynen öyle ama o gün ben hasta değildim aynı şekilde sen de. | Open Subtitles | هذا صحيح تماماً واتضح أنني لم أكن مريضاً ذلك اليوم ولا أنت أيضاً |
| Aynen öyle, seni ahmak, maymun kıçlı pislik! | Open Subtitles | هذا صحيح, يا صاحب الوجه الاغبر المنتفخ, يا مؤخرة القرد النذل |
| Aynen öyle. Kar amacı gütmeyen bir kuruluşu suistimal edebilecel tek kişi sen değilsin. | Open Subtitles | هذا صحيح ، لست الوحيد القادر على فعل هذا |
| Aynen öyle. Çocukluğumuzdan beri senden hiç destek alamadım. | Open Subtitles | هذا صحيح , منذ ان كنا طفلتين لم استطع ان اكون بمستواكي |
| - Aynen öyle. - Eğer 8'e çıkarsa, bu cehennem olacak. | Open Subtitles | هذا صحيح - إذا وصلت لـ 8 ستصبح نهاية العالم - |
| Evet, Aynen öyle. Şu gudubet amcık karıyı da al götür yanında. | Open Subtitles | أجل، هذا صحيح وخذ تلك الساقطة الحقيرة برفقتك أيضاً |
| Aynen öyle. "USS Abraham Lincoln". | Open Subtitles | هذا صحيح, حاملة طائرات ـ يو إس إس أبراهام لينكولن ـ |
| - Aynen öyle. Max de daha az yalnız kalırdı. | Open Subtitles | بالضبط ، و لذلك السبب يسوف يصبح الفتى أكثر عزلة |
| Aynen öyle, sanki o bunları yaparken biz sadece oturup alkışlamışız gibi. | Open Subtitles | بالضبط , وكأنه علينا أن نحييها لأنها تستطيع المشي والكلام بنفس الوقت |
| Evet, Aynen öyle düşünüyorum. Bu toplumumuz için bir yaradır efendim. Hoşça kalın. | Open Subtitles | .أجل, هذا ما أفكر به بالضبط .إنها آفة على مجتمعنا يا سيدي, وداعًا |
| Aynen öyle, sorun da bu işte. Hiçbir halt düşünmüyorsun. | Open Subtitles | بالضبط ، هذه هى المُشكلة أنك لا تُفكر فى الهراء |
| - Turing şirketi demek sen demek. - Aynen öyle canım. | Open Subtitles | ــ لكنّك أنتَ مالك مصانع تورينغ ــ ذلك بالضبط هو المغزى |
| - ...ve bazen daha da kötüsü olabilir. - Aynen öyle. | Open Subtitles | .و بشكل خاص , يمكن أن تسوء مع مرور الوقت بالضبط. |
| - Aynen öyle ve bahis yapmadığımdan beri de kaybetmiyorum bu yüzden kendimi bir çift dar kot pantolonla mükafatlandırdım. | Open Subtitles | ذلك صحيح و بما أني لم أقم برهان خاسر كافأت نفسي بسروال جينز جديد |
| Hackerlerin nükleer bombalı bir denizaltıyı kontrol ettiklerini mi söylüyorsunuz? Aynen öyle diyorum. | Open Subtitles | هل تقول بأن المخترقين يتحكمون في غواصة تحمل النووي؟ هذا بالظبط ما أقوله؟ |
| Aynen öyle,Jeff Bingham yapmak isterse yapar. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ. عندما جيف Bingham عِنْدَهُ مهمةُ، يُسلّمُ. |
| Eğer bu hücreden çıkmak istiyorsan Aynen öyle yapacaksın. | Open Subtitles | إذا أردت الخروج من هذا الحبس هذا بالتحديد ما سوف تفعله |
| Aynen, öyle. | Open Subtitles | هذا هو الحق. |
| Aynen öyle, "Vay canına!". | Open Subtitles | !"بكلّ تأكيد "يا للهول ! |
| Aynen öyle. | Open Subtitles | على وجه التحديد. |
| "Eğer iyi hissetmeni sağlıyorsa, yap." Aynen öyle. | Open Subtitles | لو كان هذا سيشعرك بأنّك جيّداً"، بالضّبط" |
| Aynen öyle yap. | Open Subtitles | هل لأنها تماما مثل ذلك. |
| Aynen öyle, çift kaşarlı, gazlı, asi pantolon. | Open Subtitles | هذه صحيح يا صاحب البنطال المحشي الدهني المزدوج |
| Aynen öyle. | Open Subtitles | وهذا هو الصحيح. |
| Aynen öyle. Kıçımdan hedefler çıkıyor. | Open Subtitles | أنت محقة تماماً، لدي أهداف كثيرة. |
| Aynen öyle. | Open Subtitles | أجل، ذلكَ صحيح. |