| - Dinle Tom birkaç gün sonra buradan ayrılacağını biliyoruz. Mesele o değil. | Open Subtitles | انظر توم, انت ستغادر خلال ايام قليلة, هذه ليست مشكلة |
| 1,5 ay önce, ayrılacağını söyledi. | Open Subtitles | ثم منذ حوالي شهر ونصف مضوا قالت انها ستغادر |
| Gitmemişsin sanırım. Güney Kore'den ayrılacağını söylemiştin. | Open Subtitles | اعتقد أنك لم ترحل،لقد قلت مرة أنك سترحل من كوريا |
| Gerizekalı, ondan ayrılacağını hergün söyleyen sensin. | Open Subtitles | ايها الاحمق انت كل يوم تقول انك ستنفصل عنها |
| Pizza derisini haşlayacak kadar sıcak olsa da buradan mutlu ayrılacağını bilirim. | Open Subtitles | وأعلم بأنه سيغادر سعيداً حتى ولو تسببت الشريحة الحارة في سلخ جلده |
| Bunun hiç kuşkusuz hayat boyu sürecek bir aşk olduğu inancıyla doğal olarak karısından ayrılacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | أفترضت وبدون سؤال أنه لها للأبد لذا وبالطبع سيترك زوجته |
| Erin, Andy den ayrılacağını söyledi ama ben pek emin değilim. | Open Subtitles | ايرين تقول بأنها سوف تنفصل عن اندي , لكني لست متأكدا |
| Hatırlasana mesela, Grayson'la ilk çıktığın zamanlarda kendini salıp 50 kilo alırsa ondan ayrılacağını söylemiştin hani? | Open Subtitles | تعلمين، مثل، تذكرين عندما بدأتِ تواعدين جرايسون وأنتِ قلتِ أنكِ ستنفصلين عنه |
| Hastaneden para elinde ayrılacağını garanti ediyorum. | Open Subtitles | أنا أضمن بانك ستغادر هذا المركز الطبي والمال في يدك |
| Ailesine yolda yanlışlıkla korkunç bir şey gördüğünü ve mümkün olduğunca çabuk ayrılacağını söylemiş. | Open Subtitles | لقد راسلت والديها قائلة أنها بالصدفة رأت شيئاً مخيفاً في الممر و أنها ستغادر بسرعة بقدر ما أمكنها |
| Patronuna ülkeden ayrılacağını söylememiş miydin? | Open Subtitles | الم تخبر رئيسك أنك ستغادر البلاد ؟ |
| Beni aradı ve yeni birini bulduğunu benden ayrılacağını söyledi. | Open Subtitles | اتصلت بى على الهاتف وقالت أنها برفقة رجل جديد وأنها سترحل |
| Bana işten ayrılacağını söylediğin gün seni yemeğe çıkaracağımı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلتُ بأنني قد رغِبت بدعوتك بالليلةِ التي أخبرتني بأنك سترحل. |
| Sen de birkaç güne kalmaz, ayrılacağını söylemiştin. | Open Subtitles | و لقد قلت أنك سترحل بعد عدة أيام |
| J.D., Neena ile ayrılacağını söylemiştin. | Open Subtitles | جي.دي لقد قلت انك ستنفصل عن نينا. |
| Benden ayrılacağını biliyorum. | Open Subtitles | اسمع، أعرف أنك ستنفصل عني، اتفقنا؟ |
| Haklısın. Susan'ın ondan ayrılacağını kim tahmin edebilirdi. | Open Subtitles | طبعاً، من كان يصدّق أن (سوزان) ستنفصل عنه؟ |
| Resepsiyonu arayıp, bugün ayrılacağını söyledi. | Open Subtitles | إتصل بنا صباحاً وقال إنه سيغادر الفندق اليوم |
| Bak, tüm bildiklerim babamın ölümünden iki yıl sonra Gabriel'in Malia'ya anakarada bir inşaat işi için ayrılacağını söylemiş olması. | Open Subtitles | أسمع,كل ما أعرفه كان منذ عامين بعد وفاة والدي جبريل أخبر ميليا أنه سيغادر |
| Sonra da telaşa kapılır. Tamam. Ama ülkeden ayrılacağını nerden biliyorsun? | Open Subtitles | جسنٌ، كيف سنعلم أنّه سيغادر المدينة ؟ |
| Onlara Delgado amcanın yakında Los Angeles'ten ayrılacağını söylemedik. | Open Subtitles | نحن لم نخبرهم ان العم دلغادو سيترك لوس انجليس في وقت قريب. |
| Polo tişörtlerini üst üste giydirmeden ondan ayrılacağını söylersen. | Open Subtitles | موافقة , متى ما وافقت على ان تنفصل عنها قبل ان تجعلك ترتدي قمصان البولو مره اخرى |
| İki ay meselesi yüzünden ondan ayrılacağını düşüneyim mi? | Open Subtitles | أفترض أنكِ ستنفصلين عنه بسبب أمر الشهرين هذا؟ |
| Senin onu aldattığını öğrendiğinde senden hemen ayrılacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أنها حينما تكتشف غشك لها ستهجرك على الفور |
| Ama zaten ondan ayrılacağını söylüyor bu yüzden karışmasam mı bilemiyorum. | Open Subtitles | سينفصل عنها, على أية حال لذلك, لا أعلم إن كان .... عليّ أن أبقى خارج الموضوع أو |
| ayrılacağını söylemek için yukarıda beni bekliyordu. | Open Subtitles | الذي انتظرني بالأعلى ليخبرني بتركه الفريق. |