| Sonra biz ayrılacağız ve Bay Mezcal kalanını halledecek. | Open Subtitles | بعدها سنغادر والسيد مازكال سيتولَى الباقي |
| Paris'ten ayrılacağız, belki Fransa'dan bile... | Open Subtitles | سوف نغادر باريس, ربّما سنغادر فرنسا أيضاً |
| Yakında birlikte buradan ayrılacağız ve kendimi sana adayacağım. | Open Subtitles | قريباً سنرحل معاً وسأكرس نفسي فى سبيل إسعادك |
| Kısa bir zamanda geniş bir alanı geçmemiz gerekiyor yani sizi izleyip ikinci düzeye varır varmaz iki time ayrılacağız. | Open Subtitles | سنمنحكم بعض التغطية الأرضية لوقت قصير لذا نحن سنتبعكم ثم سننفصل إلى فريقين عندما نصل المستوى الثاني |
| Sonra öteki ineklerden ayrılacağız ve buradaki jeneratör binasına gireceğiz. | Open Subtitles | ثم سنفترق عن باقي الأبقار وندخل مبني المُولد هنا |
| Bugün, yiyecek bulmak için üç takıma ayrılacağız. | Open Subtitles | اليوم سننقسم إلى ثلاث فرق تخرج وتبحث عن الطعام |
| İhtiyacımız olan her şeyi naklettiğimizde sükunet içinde gezegeninizden ayrılacağız. | Open Subtitles | متى أخذنا كل ما نحنُ بحاجة إليه، سنترك عالمكم بسلام. |
| Bir adımda ayrılacağız, bir adımda aramıza binlerce kış girecek, haydi anı yaşıyalım! | Open Subtitles | فى خطوة واحدة سوف ننفصل قريبا سنكون بعيدين عن بعضنا البعض بمقدار الف شتاء فلنستغل هذه الفرصة اذا |
| Eğer senden hiçbir şey öğrenemezsek, buradan ayrılacağız. | Open Subtitles | إذا لا يوجد ما يُمْكِنُ أَنْ نَتعلّمَه منك، نحن سنغادر. |
| Kocam yürüyüşte ve yarın da buradan ayrılacağız. | Open Subtitles | زوجي ذهب للخارج بنزهة ونحن سنغادر في الغد |
| Saat 06.00'da kamptan ayrılacağız. | Open Subtitles | سنغادر المخيم بتمام الساعة السداسة صباحاً |
| Tuvaleti kullanmak için buradayız, sonra buradan ayrılacağız. | Open Subtitles | اننا هنا فقط لإستخدام المرحاض و من ثم سنغادر على الفور |
| Sanırım bizde Miami'den bir süreliğine ayrılacağız. Ortalık durulsun biraz. | Open Subtitles | أعتقد بأننا سنغادر ميامي لفترة لحين تهدأ الأمور |
| Hayır kardeşim, buradan birlikte ayrılacağız. Hâlâ cevaplaman gereken bazı sorular var. | Open Subtitles | كلا يا أخي، سنغادر سوية لأنه ما زال لديك الكثير لتوضيحه |
| O yüzden bu gece Jübile'den sonra planladığımız gibi ayrılacağız. | Open Subtitles | ، لذا الليلة بعد إنتهاء الحفل سنرحل كما خطّطنا |
| Hazırız. Gün batımında ayrılacağız. | Open Subtitles | نحن مستعدون، سنرحل عند مغيب الشمس |
| Eğer iki çıkış yolu bulursak ayrılacağız ve birimizin dışarı çıkma şansını ikiye katlamış olacağız. | Open Subtitles | لو كان هناك ما يبدو كطريقين، فإننا سننفصل ونُضاعف فُرصتنا بخروج واحدة منّا. |
| Neyse ki, farklı partilere gittiğimiz an ayrılacağız. | Open Subtitles | من حسن الحظ، اننا سننفصل خلال لحظات عندما يذهب كلاً منا الى حفلته |
| ayrılacağız ama, sen hep kalbimde olacaksın. | Open Subtitles | نحن سنفترق لكنكِ ستكونين في قلبي دائماً |
| ayrılacağız ve saklanıp, erzak bulabileceğimiz yerlere gideceğiz. | Open Subtitles | سننقسم نذهب إلى حيث يمكننا أن نختبئ و نستعد |
| Eski ofisten saat 9:30'da ayrılacağız. | Open Subtitles | سنترك المكتب الجديد في تمام التاسعة والنصف |
| İkişer ikişer gireceğiz, ayrılacağız. | Open Subtitles | لذا سنذهب فى مجموعتين, ننفصل. |
| Tamam, Jimmy, seni kurtaracağım ama sonra, kesinlikle ayrılacağız. | Open Subtitles | حسناً , سأخرجك من ثباتك ولكن بعد ذلك , نفترق نهائياً |
| Bu kadar haylazlık yeter. İş başına. Üç gruba ayrılacağız. | Open Subtitles | كفاكم عبثاً، لنعود إلى العمل سوف ننقسم إلى ثلاث مجموعات |
| Yarın ayrılacağız diye karda oynamaya gittik. | Open Subtitles | لقد كنا خارجا في الثلج، بما أننا مغادرون غداً |
| İlk ışıkla ayrılacağız. | Open Subtitles | وستغادر مع أول شعاع ضوء |
| Pekala, bütün sınıf aynı ofisi ziyaret edemeyeceği için, gruplara ayrılacağız. | Open Subtitles | حسنًا، ونظرًا لأن لا يسع الصف بأكمله زيارة ،نفس المكتب الميداني قسمناكم لمجموعات |