| Doktor isimleri, hastaların sigorta numaraları, şu ufak girişimine dair her ayrıntıyı. | Open Subtitles | كل أسامي أطبائك. كل أرقام مرضاك. كل التفاصيل الدقيقة عن مشروعك الصغير. |
| Masalın anlatıcısı ve dinleyicisi olarak, ne tür ayrıntıyı ilave edeceğimizi çok iyi biliriz. Böylece bıçağı saplayabiliriz, değil mi? | TED | سواء أكان راوي الحكاية أو الجمهور، فنحن نعلم تماما ما هي التفاصيل بالذات التي نضيفها حتّى يتزايد احساسنا بالسوء. |
| Ama bilginiz varsa en küçük ayrıntıyı bile görürsünüz, tıpkı kupanın dibindeki bira tenekesi deseni gibi. | TED | ولكن إن كان الأمر عكس ذلك، فإنه قد يثمنُ التفاصيل الصغيرة، مثل نمط الجعة في أسفل المزهرية. |
| Gina o evdeki her türlü ayrıntıyı bedeniyle duyup hissetti. | Open Subtitles | جينا " سمعت كل تفاصيل " تلك الجريمة عبر جسدها |
| Sam'le olan ilişkimden küçük bir ayrıntıyı alıp saçma teorinizi desteklemek için saptırıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَأْخذَ أيّ تفصيل مِنْ هذه العلاقةِ ويَلْفُّه لدَعْم نظريتِكَ المضحكةِ. |
| Sadece cinayeti değil, onun arkasındaki her ayrıntıyı da planladılar. | Open Subtitles | لقد خططا لكل التفاصيل حتى ما بعد الجريمة نفسها |
| Fakat biliyor. Her ayrıntıyı. Uçaktaki tanığı bile. | Open Subtitles | واكنه يعرف التفاصيل, حتى العذر فى الطائرة |
| Fakat her küçük ayrıntıyı gözden geçirmeseydik, işimizi yapamazdık. | Open Subtitles | لكننا لن نقوم بعملنا إن لم نتفقد كل التفاصيل |
| Ve psikozlu biçimde her ayrıntıyı kafasına takmış. | Open Subtitles | أعرف، ويبدو أنه مختل عقلياً ويتخيل كل هذه التفاصيل |
| Her ayrıntıyı hatırlamıyorum,_BAR_dedim... ama güvenli olduğumu hatırlamama_BAR_gerek yok. | Open Subtitles | لا أتذكر التفاصيل ليس المفروض ان أتذكر اننى غير مريض انا دائما نظيف |
| İstediğin ayrıntıyı durdurabilir, geri sarabilir ya da yavaşlatabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع ايقاف بعض الصور او اعادتها أوعرضها ببطء لابراز التفاصيل التي تريدها |
| Sanırım küçük bir ayrıntıyı atlamışsın. | Open Subtitles | أعتقد أنك قد وقد يغفل أحد التفاصيل الصغيرة. |
| Ya neyiniz var, sizi hiç anlamıyorum... ve o herşeyi parçalayıp her ufak ayrıntıyı işlemden geçirme ihtiyacınızı? | Open Subtitles | أنتم تفصفصون كل شئ وتحللون كل التفاصيل الصغيرة؟ |
| Kusura bakma. Çıktığın kızlarla ilgili her ayrıntıyı bana anlatıyorsun. Hiçbir ayrıntıyı atlamıyorsun. | Open Subtitles | أنا آسفة، انت تعطيني أدق التفاصيل عن مواعيدك |
| Sürekli binlerce ayrıntıyı öğrenmek isteyen can sıkıcı bir babayım maalesef. | Open Subtitles | أخشى أنني والد مزعج دائماً ما يطلب تفاصيل أكثر |
| Jilet gibi keskin dedektiflik becerilerin minik bir ayrıntıyı atlamış olmalı. | Open Subtitles | حسنا , يبدو مثل أحد مهاراتك في التحقيق هل فقدت تفاصيل صغيرة |
| Hayatımdaki her ayrıntıyı bilmek zorunda değilsin anne! | Open Subtitles | يا الهي انت لا تحتاجين ان تعرفي كل تفاصيل حياتي |
| Hayatın ile ilgili, en ufak ayrıntıyı, artık bana söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن تخبريني بكل تفصيل صغير في حياتك بعد الآن |
| Senden az önce yaşanan her ayrıntıyı hatırlamanı istiyorum çünkü bir daha asla gerçekleşmeyecek. | Open Subtitles | أريدكم أن تتذكروا كل تفصيل عن ما حدث للتو لأنه لن بحدث مجدداً |
| Küçücük bir ayrıntıyı unutmadık mı? | Open Subtitles | ألم ننسى تفصيلاً صغيراً صغيراً لكنه هام ؟ |
| Bunları çizdğimi hatırlıyorum çünkü hiçbir ayrıntıyı unutmak istemedim. | Open Subtitles | أنا أذكر رسمي لهذه لأنني لمْ أرغب بنسيان أيّة تفاصل |
| O zamanlar böyle değildi, biz bu ayrıntıyı fark ettik ve düzelttik, şimdiyse bunu bütün firmalar yapıyor. | TED | ولكن وقتها انتبهنا إلى هذا التفصيل ووجدنا الحل، واليوم الكل يقوم بنفس الشيء. |
| Sonra bir bakacaksın işsizsin. Her ayrıntıyı düşünmüşler. | Open Subtitles | الشيء التالي سيكون طردّك للخارج لقد أعدّوا كل شئ |
| Her bir ayrıntıyı böyle kusursuz bir şekilde tahmin etmen inanılmaz. | Open Subtitles | إنه من الجنون كيف جعل كل تفصيلة بشكل صحيح بالضبط. |