| Gidip bunu Stanford Antropoloji bölümündeki meslektaşlarıma anlattım. | TED | وقد أخبرت زملائي في قسم الأنثروبولوجيا في جامعة ستانفورد ورويت لهم نفس القصة. |
| O, araştırma bölümündeki en yüksek rütbeli ikinci memur. | Open Subtitles | إنه ثاني أعلى رتبة في قسم التحقيق بأكمله |
| Sanat bölümündeki kişiler bu işe baksa daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | ألا تفضل أن يتولى صحفيو قسم الفنون هذه القصة ؟ |
| Muhasebedeki Alan bunu satış bölümündeki Stephen'dan öğrenmiş. | Open Subtitles | لقد حصل الن من الحسابات على الخبر من ستيفن في قسم الترقيات |
| Sahil güvenlik bölümündeki bağlantım bana veritabanlarına giriş izni vermişti. | Open Subtitles | مصدري بقسم الإنقاذ أعطاني السماح للدخول إلي قاعدة بيانات المنقوذين. |
| Şiddet İçeren Suçlar bölümündeki en iyi psikanalist olduğu düşünülüyor. | Open Subtitles | بصفة عامة هو أفضل محلل في قسم الجرائم العنيفة. |
| Şu çiçek bölümündeki yeşil şeylerden. | Open Subtitles | إنه ذلك الشيء الأخضر الموجود في قسم المحاصيل ؟ |
| Lojistik bölümündeki şu fıstığı davet edeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأدعو الموظفة الجديدة من قسم الإمداد |
| Geçen hafta Times Bilim bölümündeki makaleyi okuyan oldu mu? | Open Subtitles | هل قرأ احدكم تلك المقالة في قسم العلوم الحالية الاسبوع الماضي ؟ |
| İngilizce bölümündeki kokteylleri kaçırmadım. İçkileri dikip... | Open Subtitles | إلى قسم المنوعات الإنجليزية المنوعات هى إختصاصى |
| Bize, romantizm bölümündeki ilk sanat çalışmanızdan bahsedin. | Open Subtitles | أخبرنا عن عملك الفني الأول في قسم الرومانسية |
| Son gördüğümde, ayakkabı bölümündeki kutuları taşıyordu. | Open Subtitles | الأخيرون رَأيتُه، هو كَانَ في قسم حذاءِ يَضِعُ صناديق جانباً. |
| Bu bir, hımm... bir genetik projesi, şey için... biyoloji bölümündeki bir arkadaş için aslında. | Open Subtitles | ..أنه امم مشروع جيني من أجل لصديق في قسم الأحياء حقيقةً |
| Hepimiz, Yakın Doğu bölümündeki yükselişini izledik. | Open Subtitles | أتعلم، لقد رأينا جميعاً بزوغك في قسم الشّرق الأدنى. |
| Görünüşe göre, Tarih bölümündeki yardımcılarından biri, tıbbi bir acil durum sebebiyle ayrılmak zorunda ve yerine birisi alınacak... | Open Subtitles | بروفيسور في جامعة بارد تبيّن أن أحد مساعديهم ،في قسم تاريخ الفن سيأخد إجازة طبية طارئة ويريدون أحداً أن يحلّ محلّه |
| Öğrenci bölümündeki herkes çıldırmıştı. | Open Subtitles | حسناً، كان الجميع في قسم الطلاب يفقدون صوابهم، صحيح؟ |
| Evet,bizim tarımsal kimya bölümündeki bazı olağandışı şeyler farkettikten sonra. | Open Subtitles | أجل، بعد أن لاحظت بعض المخالفات الحسابية في قسم الزراعة الكيمائية الخاص بنا |
| Evet, kayıt bölümündeki bir çocuğa rüşvet vermem gerekti. | Open Subtitles | نعم . كان علي ان ارشي احدهم في قسم التسجيل |
| Senin için bir şeyler ayarlayabilir miyim bakacağım. Rica etsem bunu onkoloji bölümündeki hırsızlara götürür müsün? | Open Subtitles | ربما أستطيع توفير شيء ما لك. هل تستطيع توصيل هذا إلى قسم الأورام بدلاً عني؟ |
| Üç yıl önce, konut kredisi bölümündeki biri işleri batırdı ve bu adamın hayatını alt üst etti. | Open Subtitles | مُنذ ثلاثة سنوات أطاح أحد العاملين بقسم رهن المنازل بحياة هذا الرجل. |
| Emlak bölümündeki Baker Hostetler için istiyorum. | Open Subtitles | انا اتحدث عن الجزء العقاري من (باكر هوستيتلر) |