| Bir sonraki haber bülteni saat 6'da. | Open Subtitles | تأتيكم نشرة الأخبار القادمة عند الساعة السادسة عصراً |
| Ben yaparım. bülteni okumaya zahmet bile etmezsen, nsıl bağış yapabilirsin? | Open Subtitles | كيف تستطيعين ذلك بينما أنتي لم تقرأي نشرة الأخبار؟ |
| İnternet'te arama bülteni çıkartmak istiyorum. Bu şekilde mıhlayabiliriz. | Open Subtitles | أودّ تعميم بلاغ عنه، نلقي شباكنا ونرى إن كنّا سنصطاده |
| bülteni yeni açmış olanlar için Washington dün, 4 Ekim 1957'de tarihte ilk kez insan yapımı bir uydunun dünyanın yörüngesine girmek üzere Sovyetler Birliği tarafından başarılı bir şekilde uzaya fırlatıldığını onayladı. | Open Subtitles | إن كنتم تستمعون إلى هذه النشرة الخاصة أكدت واشنطن أنه بالأمس فى الرابع من أكتوبر 1957 |
| Tüm yeni model beyaz minibüsler için arama bülteni çıkarttık. | Open Subtitles | إذاً لدينا تعميم عن كل الشاحنات البيضاء من الطراز الحديث. |
| Cadillac için arama bülteni çıkaracağım. | Open Subtitles | سأصدر أمر تعميم بالبحث عن السيارة الكاديلاك. |
| - Comney ile ilgili Arama bülteni'nden haber var mı? | Open Subtitles | ماذا عن البلاغ الذى أصدرناه عن كومى؟ لا يوجد نتيجه بعد |
| bülteni okumamış olmam kızımı umursamadığım anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأنني لم أقرأ نشرة الأخبار فلا يعني أنني لا أهتم بأبنتي |
| Bunu gelecek cuma konuşsak ya O zaman bülteni okumuş olurum. | Open Subtitles | لماذا لا نتحدث عن ذلك في الجمعة القادمة عندما أكون قد قرأت نشرة الأخبار؟ |
| O hâlâ futbol bülteni hazırladığımızı sanıyor. | Open Subtitles | أنه لا يزال يظن أننا نصنع نشرة أخبار كرة القدم |
| Arama bülteni çıkartır çıkartmaz bilgisayarda görünüverdi. | Open Subtitles | بمجرد ان وضعنا نشرة بالقبض عليه، ظهر على الحاسب. |
| CBS HABER BÜLTENİ CBS Haber Bültenini veriyoruz. | Open Subtitles | هنا نشرة الأخبار من سي بي اس نيوز |
| Ben Reg Hartner. Şimdi özel haber bülteni. | Open Subtitles | انا "ريج هارتنر " من نشرة " الاخبار الآن " |
| Şu ana kadar onu bulmak mümkün olmadı. Arama bülteni çıkardık ama işe yaramadı. | Open Subtitles | لم نتمكن من ايجاده لقد قمنا بتعميم بلاغ ولم يحدث شئ |
| Eşkalini tam olarak alamasak da arama bülteni çıkardık. | Open Subtitles | تم طردهما بسبب المشاجرة في حوالي الثانية صباحًا ليس هناك الكثير من الأوصاف ولكننا قد أصدرنا بلاغ مشابه |
| Çoktan Arama bülteni çıkardım. Benin'in peşinde kimin olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | .أنا بالفعل قدمت بلاغ عنها ."نحن نعرف من يسعي وراء "بين |
| Önemli bir haber bülteni için programımıza ara veriyoruz. | Open Subtitles | نقاطع برنامجكم لبث هذه النشرة الإخبارية الهامة |
| Çocuklarda hijyene değinen bülteni okumuşmuydunuz? | Open Subtitles | هل قرأتِ النشرة الخاصة بنظافة الاطفال؟ |
| - Arama bülteni çıkarırım. | Open Subtitles | سأصدر تعميم بحث. |
| Atları seviyor. - bülteni genişletirim. | Open Subtitles | هو يحب الأحصنه سأقوم بتوسيع البلاغ |
| Gören Gözler bilgi ağı üzerinden bir Duraksız Özgürlük video bülteni izlediniz. | Open Subtitles | هذا بث لنشرة الحرية عن طريق الفيديو شبكة المخبر عبر العيون فقط |
| Evini gözetlersin, arama bülteni çıkarırsın, sevgilisini izlersin. | Open Subtitles | قم بمراقبة منزله. وأصدر بلاغا عنه. وتنصت على الفتاة. |
| Hemen bir arama bülteni çıkartın, evini araştırmak için de izin alın. | Open Subtitles | ابعث تعميماً للبحث ، واجلب مذكّرة لتفتيش بيته |