| Ama plağın bütün bunlarla ne ilgisi var anlamıyorum. | Open Subtitles | ولكنى لا أفهم علاقة هذه الاسطونة المسجلة بكل هذا | 
| Merak etmiyor musun ? bütün bunlarla ne yapacağımı, binbaşı ? | Open Subtitles | إذا كنت لا تمانع سؤالي ، مالذي ستفعله بكل هذا أيها الرائد ؟ | 
| Ayrıca bütün bunlarla beraber elimden gelen bir şey daha vardı. | Open Subtitles | وما بكل هذا الغير مقنع أظن أقل ما يمكنني فعله | 
| Bir zamanlar, bütün bunlarla ilgilenen bir adamım vardı. | Open Subtitles | كان لدي شخص ذات مرة يستطيع الإهتمام بكل هذا | 
| bütün bunlarla yapamayan bir tek sen değilsin. | Open Subtitles | انت لست الشخص الاول من لدية مشكلة مع كل هذا | 
| Sanırım bütün bunlarla sizi etkilemek istedi. | Open Subtitles | أفترض أنه كان يأمل في إثارة إعجابك بكل هذا. | 
| - Hayır. bütün bunlarla ne yapıyorsun? | Open Subtitles | لا, ماذا تفعل بكل هذا عليك اللعنة؟ | 
| bütün bunlarla ev sahibinin ilgilenmesi gerekiyor. | Open Subtitles | مالك الأرض هو الذي يجب أن يهتم بكل هذا. | 
| İşin doğrusu, bütün bunlarla gerçekten ilgiliyse bile hala onunla cinayetler arasında bağ kuramıyoruz. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنه حتى إذا كان مرتبطاً بكل هذا... | 
| bütün bunlarla benim ilgileneceğimi zannediyordum Raymond. | Open Subtitles | ظننت أنني سأهتم بكل هذا | 
| bütün bunlarla işimizin bittiğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت اننا اكتفينا بكل هذا | 
| bütün bunlarla neden ilgileniyorsun. | Open Subtitles | ما الذي أقحمكِ بكل هذا ؟ | 
| Buradakilerden biri Nero tarafından niçin ödeme yapıldığını ABADDON'un bütün bunlarla nasıl bağlantılı olduğunu biliyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه يوجد شخص هنا يعرف أرسلت (نيرو) كل تلك الأموال وكيف ترتبط (أبادون) بكل هذا | 
| Liv, bütün bunlarla seni sıkıntıya soktum, üzgünüm. | Open Subtitles | (ليف) أسف أني ورطك بكل هذا | 
| bütün bunlarla ilgilenmenizne iyi. Zavallı Max. | Open Subtitles | كان كرماً منك التعامل مع كل هذا. | 
| bütün bunlarla insanları oyalamak! | Open Subtitles | ، أحياناً فقط لا أعرف قط . مع كل ذلك الغناء |