| İkiniz Bütün gün orada durup benimle çene mi çalacaksınız? | Open Subtitles | هل ستقفان أنتما الأثنان هنا طوال اليوم وتلكمان فكّي؟ |
| Bütün gün orada oturuyordun, benzin almaya gelen kaç araba gördün? | Open Subtitles | أنت هنا طوال اليوم كم شخصاً رأيت توقف للتزود بالوقود؟ |
| Bütün gün orada olması gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن عليها البقاء هناك طوال اليوم |
| Onu ağaca bağlayıp yüzüne bal dökelim ve onu Bütün gün orada bırakalım. | Open Subtitles | أربطه في شجرة و أسكب بعض العسل على وجهه و أتركه هناك طوال اليوم |
| Bütün gün orada olacağız. | Open Subtitles | لا لا سوف نكون هنا طول اليوم شكرا |
| Bütün gün orada kamp yapıp, orayı işgal mi edecek? | Open Subtitles | هل سيخيم هنا طوال اليوم ليستولي على المتنفس الوحيد؟ |
| O zaman Bütün gün orada kalacaksın demektir. | Open Subtitles | إنكَ إذاً ستقف هنا طوال اليوم |
| Bütün gün orada hiçbir şey yapmadan oturuyorsunuz. | Open Subtitles | تجلسين هنا طوال اليوم بلا عمل |
| Bütün gün orada duruyorlardı. | Open Subtitles | كانوا هنا طوال اليوم. |
| Bütün gün orada kalmak istemezsin, hadi kalk. | Open Subtitles | لذا اذهب الآن حتّى لا تضطر للبقاء هناك طوال اليوم تتنظر دورك |
| Bütün gün orada oturup, arkadaşının onu ziyaret etmesini bekliyor. | Open Subtitles | تجلس هناك طوال اليوم في إنتظار صديقها ليأتي لزيارتها |
| Eee, Bütün gün orada mı duracaksınız yoksa beni kimin öldürdüğünü bulmak için bana yardım mı edeceksiniz? | Open Subtitles | حسناً, هل ستقف هناك طوال اليوم, أم ستساعدني في العثور على من قتلني؟ |
| Uyumluluk memuru Bütün gün orada oturur ve aslında sizin marj sınırlarını ihlal etmediğinizden ayrıca yasalara "uygun" davrandığınızdan emin oluyormuş gibi yapar. | Open Subtitles | كوسيط عادي؟ مسؤول مراقبة الإلتزام باللوائح. مسؤول مراقبة الإلتزام باللوائح يجلس هناك طوال اليوم; |
| Bölüm'de. Bütün gün orada kalabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أن تبقى هناك طوال اليوم. |
| Bütün gün orada mı oturacaksınız, Lordum? | Open Subtitles | أستجلس هناك طوال اليوم, مولاى؟ |