| Her zaman üvey babamla oraya gitmişimdir, ama hiç bu kadar büyüğünü yakalayamadım. | Open Subtitles | ولم أمسك أبداً شيئاً بمثل هذا الكبر |
| Bu kadar büyüğünü hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن شاهدت واحدة بهذا الكبر. |
| Aşağısı su içinde. En büyüğünü ver. | Open Subtitles | لقد فاضت بالأسفل هنا إعطنى الأكبر حجماً |
| Genelde hayır ama hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim | Open Subtitles | عادة لا ولكني لم أري واحداً بهذه الضخامة |
| Böyle büyüğünü daha önce hiç görmemişsindir. | Open Subtitles | عمرك رأئيتي واحد بهذا الحجم الكبير قبل ذلك. |
| Bu kadar büyüğünü görmemiştim. - Harika değil mi? | Open Subtitles | لكني لم ارى أبداً واحد كبير كهذا أنظري، إنها رائعة |
| Bir balık pulu. Ama hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim. | Open Subtitles | هي قشره سمكه أبدا لم أري واحده بهذه الضخامه من قبل |
| Evet, en büyüğünü aldım. Endüstriyel bir güç. | Open Subtitles | نعم, حصلتُ على أكبر واحد لديهم، نعم, إنه قوة صناعية |
| Hiç bu kadar büyüğünü görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرَ واحداً بهذا الكبر من قبل |
| Doluyor burası. En büyüğünü ver. | Open Subtitles | لقد فاضت بالأسفل هنا إعطنى الأكبر حجماً |
| Ben ekstra büyüğünü bulacağım.. | Open Subtitles | سوف أذهب لكي أجد حجماً كبيراً جداً. |
| Bu kadar büyüğünü daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | خبر جيد لـ بارك لم أر حالة بهذه الضخامة من قبل |
| Bukadar büyüğünü hiç görmemiştim | Open Subtitles | لم أرى قط شيئاً بهذه الضخامة |
| Daha önce bu kadar büyüğünü görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى أي شخص لديه ورم بذلك الحجم الكبير في المخ |
| Böylesine büyüğünü hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أراه بهذا الحجم الكبير من قبل |
| Hepimize yetecek kadar büyüğünü bulabilmek için-- üç ayrı yere bakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | مررت على ثلاثه متاجر حتى حصلتُ على واحد كبير بما فيه الكفايه لنا , أنظروا اليه |
| Hiç bu kadar büyüğünü görmedim. | Open Subtitles | أنا لم أرى شيئاً بهذه الضخامه |
| En büyüğünü aldılar. | Open Subtitles | أخذوا أكبر واحد |