| Şimdi iyi dinle. Bu senin için büyük bir şans; bir sürü ödül kazanabilirsin. | Open Subtitles | إنها فرصة كبيرة لك لتفوزي بالعديد من الجوائز |
| Şimdi iyi dinle. Bu senin için büyük bir şans; bir sürü ödül kazanabilirsin. | Open Subtitles | إنها فرصة كبيرة لك لتفوزي بالعديد من الجوائز |
| Fakat bir başka biri, belki de kardeşi, özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir. Bunun hayatına yeniden başlamak için büyük bir şans olduğuna karar verebilir. | TED | لكن شخصا آخر، ربما يكون أخاه، قد يشعر أنه تحرر، ويقرر أن هذه فرصة عظيمة ليبدأ الحياة من جديد. |
| Kasayı geri alabilmek büyük bir şans, Albay. | Open Subtitles | لقد كانت استعادة الخزينة ضربة حظ حقيقية يا حضرة العقيد |
| Çünkü kadınlardan üçü ve develerden altısı... bunu kamplarında yapamazdı ve bu çölde, insanların kaybolmaması büyük bir şans. | Open Subtitles | لانَّ ثلاثة نِساء وستة جمال لم تصل الى المُخيَّم الليلة وهنا في الصحراء , هناك فرصة حقيقية لضياع الاشخاص |
| Bir pinokyonun olaya tanık olması büyük bir şans. | Open Subtitles | كم هو شئ جيد أن شاهد بينوكيو قد ظهر |
| Önünde büyük bir şans var... Büyük bir adım. | Open Subtitles | إنه تغيير كبير قادم إليكِ وخطوة مهمّة |
| Gerçekte, herhangi birinin bunu görmesi bile büyük bir şans. | Open Subtitles | في الحقيقة أنه حظ ان أي واحد يعبر كل ذلك. |
| büyük bir şans değil ama, tek başına yapmaktan ve hiç şansı olmamaktan daha iyi. | Open Subtitles | قد لا تكون فرصة كبيرة لكنها أفضل من الرقص منفرداً وعدم امتلاك فرصة ألبتة. |
| Babamı tutuklayan oydu ve bana büyük bir şans verdi. | Open Subtitles | لقد قبض على أبي ثم كانت لديه فرصة معي فرصة كبيرة جداً. أعرف. |
| - Eğer geri adım atarsan bir suçluya serbest kalması için büyük bir şans vermiş olursun. | Open Subtitles | وان تنازلت هناك فرصة كبيرة ان يكون المذنب برئ |
| Şimdi, dinle, bu tüm hayatını tersine ...çevirmek için büyük bir şans. | Open Subtitles | والآن اسمعني هذه فرصة كبيرة لك لتقلب حياتك بأكملها .. |
| Orası onun için büyük bir şans. | Open Subtitles | المنحة الدراسية فرصة كبيرة لها. |
| Bu bizim için büyük bir şans olabilir biliyorsunuz. | Open Subtitles | قد تكون فرصة كبيرة لنا |
| Bu dükkanı tek başıma yönetmek için büyük bir şans. | Open Subtitles | ستكون هذه فرصة عظيمة لي لإدارة المتجر علي طريقتي. |
| Bu para yönetimini tartışmak için büyük bir şans | Open Subtitles | - وهذا هو فرصة عظيمة لمناقشة إدارة الأموال. |
| Şu anda önünde büyük bir şans var. | Open Subtitles | فأنت تمتلك فرصة عظيمة هنا |
| Teknik direktör Feola ve takımı için büyük bir şans. | Open Subtitles | ضربة حظ للمدرب فيولا و منتخب البرازيل |
| Teknik direktör Feola ve takımı için büyük bir şans. | Open Subtitles | ضربة حظ للمدرب فيولا و منتخب البرازيل |
| Bu benim için büyük bir şans oldu. | Open Subtitles | هذه حقاً ضربة حظ لي |
| Komisyonda senin olman ülkemiz adına büyük bir şans. | Open Subtitles | بوجودك في اللجنة، ستكون هناك فرصة حقيقية لبلادنا. |
| 'Bir pinokyonun olaya tanık olması büyük bir şans. ' | Open Subtitles | 'كم هو شئ جيد ان شاهد بينوكيو قد ظهر' |
| Tatlım, bunun bizim için büyük bir şans olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | عزيزى أنا أعرف إنه تغيير كبير |
| Richard amcamın bize para bırakmış olması gerçekten büyük bir şans. | Open Subtitles | يجب أن أعترف ، أنه حظ رائع (أن يترك لنا خالى (ريتشارد كل هذه الأموال الان |