"büyük bir kısmı" - Translation from Turkish to Arabic

    • كبيرة
        
    • جزء كبير
        
    • أغلبه
        
    • الغالبية العظمى من
        
    • معظم هذا
        
    • كبير منها
        
    • الجزء الأكبر
        
    • ومعظم
        
    • الجزء الكبير
        
    Belirli bir süre sonunda ise nüfusun büyük bir kısmı hastalanacaktır. TED وفي لحظة بعينها سيصيب المرض مجموعة كبيرة من السكان.
    Ama evrenin büyük bir kısmı keşfedilmeyi bekliyor ve kazanılacak çok şey var. TED لكن هناك الكثير ينتظرنا في الكون ليتم اكتشافه. الفرص أمامنا كبيرة.
    Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. TED هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات
    Üzerinden bunca yıl geçmesine karşın büyük bir kısmı belirsizliğini koruyor ve birçok soru da cevapsız kalmış durumda. Open Subtitles و بعد كل هذه السنين جزء كبير منها لا زال غامضاً و الكثير من الأسئلة لا زالت بلا إجابة
    Bu terzilik şaheserleri için iki güçlü kadın ve tekerlekli sandalyedeki bir çocukla güreşmek zorunda kaldım ama büyük bir kısmı burada. Open Subtitles لذا، أنا كان لا بدّ أن أكافح إمرأتان قويتان جدا و طفل في كرسي معوّقين لمادة تصميم الأزياء لكن أغلبه هناك
    İnternet trafiğinin büyük bir kısmı, veri merkezlerinde mekik dokumaktadır, binlerce sunucunun birbirine geleneksel elektrik kablolarıyla bağlı olduğu. TED الغالبية العظمى من حركة الإنترنت تنتقل داخل مراكز البيانات، حيث ترتبط آلاف الخوادم بواسطة كابلات كهربائية تقليدية.
    Vatandaşlık cehaletinin büyük bir kısmı bilinçli. TED معظم هذا الجهل والأمية المدنية؛ هو أمر متعمد.
    İtiraf etmek istemeseniz de varlığınızın büyük bir kısmı şansa dayanıyor. Open Subtitles الحظ هو الجزء الأكبر في وجودك حتى لو لم تعترف به
    Maliyetin büyük bir kısmı satıcının komisyonuydu. TED ومعظم التكاليف كانت عمولة الباعة.
    Çoğu insan bana noodle yeme deneyiminin büyük bir kısmı, höpürdeterek yeme sesidir. TED الكثير قالوا لي أن الجزء الكبير من تجربة تناول المكرونة هو صوت إرتشافها.
    Çin Seddi'nin büyük bir kısmı bile, sıkıştırılmış topraktandı. Gerçi artık yerine beton kullanılıyor. TED حتى أجزاء كبيرة من سور الصين العظيم بنيت بالتراب المدكوك، لكن يتم استبدالها بالإسمنت.
    Dolayısıyla çoğu Avrupalı ve Hintlilerin büyük bir kısmı, tümden, 50.000 yıl önce Afrika'yı terk eden insanların küçük bir grubunun soyundan gibi görünüyor. Open Subtitles يظهر إذن أن معظم الأوروبيين و مجموعة كبيرة من الهنود ينحدرون من مجموعة صغيرة من البشر الذين غادروا أفريقيا قبل حوالي 50 ألف سنة
    Böyle durumlarda, kağıt işlerinin büyük bir kısmı topluca halledilir. Open Subtitles حسنًا، هُنالك كميّة كبيرة من الأعمال الورقيّة، كي أقوم بتجميعها، في هذه الحالة.
    İlk olarak, sera gazı emisyonun %15’i orman kıyımından kaynaklanması nedeniyle, bu problemin büyük bir kısmı. TED اولا, لان 15 بالمئة من انبعاثات غاز الاحتباس الحراري القادم من ازالة الغابات, اذا فهو جزء كبير من مشكلتنا.
    Rekonstrüksiyonun büyük bir kısmı ve sahnelerin doğru sıralaması Arjantin'den gelen materyallerden faydalanılarak yapılmıştır. Open Subtitles تم إعادة تصليح جزء كبير من الفيلم بشكل كامل كما تم تأسيس الترتيب الصحيح من تلك النسخة المحررة عن طريق مواد أرجنتينية
    Ben ve Seattle'ın büyük bir kısmı hamile olduğumu öğrendik. Open Subtitles حَسناً، أنا وa جزء كبير سياتل إكتشفَ أنا كُنْتُ حبلى.
    Hamburgerin büyük bir kısmı var. Open Subtitles حسنا ، أغلبه سندويتش
    Tamam Jack, sabit sürücünün büyük bir kısmı yanmış ama son erişilen dosyaları kurtarmayı başardım. Open Subtitles حسناً يا (جاك), القرص الصلب أغلبه احترق ولكننى تمكنت من إستعادة آخر ملفات تم الدخول عليها
    Tamam Jack, sabit sürücünün büyük bir kısmı yanmış ama son erişilen dosyaları kurtarmayı başardım. Open Subtitles حسناً يا (جاك), القرص الصلب أغلبه احترق ولكننى تمكنت من إستعادة آخر ملفات تم الدخول عليها
    Evrendeki oksijenin çok büyük bir kısmı bütün tarih boyunca bu süpernovalar aracılığıyla üretilmiş bulunmakta. TED الغالبية العظمى من الأكسجين في الكون أُنتجت بالفعل على مدار تاريخ الكون بأكمله في انفجارات المستعر الأعظم.
    Öyleyse gidip kaza verilerine bir bakın-- Fukişima, Çernobil— Dünya Sağlık Örgütü de aynı şeyi buluyor: zararın büyük bir kısmı insanların panik yapmasından kaynaklanıyor, panikliyorlar çünkü korkuyorlar. TED لذلك عليكم النظر في بيانات الحوادث -- فوكوشيما وتشيرنوبيل -- تجدُ منطمة الصحة العالمية نفس الشيء: تحدثُ الغالبية العظمى من الضرر نتيجة هلع الناس. ويصابون بالهلع لأنهم خائفون.
    Bu yolun büyük bir kısmı uzvun dışında olduğundan çoğu ampütasyondan sonra durmaya devam eder. TED ولكن معظم هذا الطريق يقع خارج الطرف نفسه، معظمها يبقى بعد البتر.
    Bana evin büyük bir kısmı bankanınmış gibi geldi. Open Subtitles يبدو أنّ معظم هذا المنزل ما يزال مملوكاً من قبل البنك
    Ancak iklim değişiklikleri yüzünden bunun büyük bir kısmı artık yok. Open Subtitles ولكن الآن ، وبفضل تغير المناخ ، قدر كبير منها قد اختفى
    Hâlâ analiz ediyorum ama büyük bir kısmı modası geçmiş soğuk savaş bilgileri gibi görünüyor. Open Subtitles مازلت أحلل هذا لكن الجزء الأكبر يبدو لي كمعلومات حرب باردة عفا عليها الزمن
    Bence şimdi kitaplarla ilgili olan şey, teknolojimizin büyük bir kısmı, bilgimizin büyük bir kısmı, kişisel ve kültürel kayıtlarımızın büyük bir kısmı dijital formda olduğu için, bence kitabın gerçekten yeni bir şey hâline gelmesini sağlıyor. TED وأعتقد أن هذا ما يحدث مع الكتب الآن، مع تحول معظم تقنيتنا ومعلوماتنا ومعظم سجلاتنا الشخصية والثقافية لتصبح رقمية، أصبح بمقدور الكتاب ان يتحول لشيء جديد.
    Bunun büyük bir kısmı fosil yakıtların temiz enerjiden daha hızlı arttığıdır. TED حسناً، الجزء الكبير من هذا هو ببساطة أن الوقود الأحفوري في تزايد أسرع من الطاقة النظيفة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more