| Senden tek isteğim, adamlarını hizada tut ve büyük resme odaklan. | Open Subtitles | كلّ ما أطلبه هو تقود جماعتك وتترك الصورة الكبيرة في ذهنك |
| Gerçekleri bil, ama onların büyük resme nasıl uyum sağladıklarını gör. | TED | معرفة الحقائق، لكن أنظر كيف أنها تصلح في الصورة الكبيرة. |
| büyük resme bakmak zorundayız. | TED | حيث أنه يجب أن ننظر إلى الصورة الكبيرة. |
| büyük resme göre, hafta sonuna kadar 3-5 puan aralığında düşeceğiz. | Open Subtitles | الصورة الأكبر ستكون حينما نخسر ثلاث إلى خمس نقاط بنهاية الأسبوع |
| Demek istediğim, daha büyük resme bakmamız gerek. | TED | لكن ما أقوله هو أننا نحتاج للنظر في الصورة الأكبر |
| büyük resme bakarsak belki de Dünya yaşanılabilir birçok dünya arasında yalnızca biridir. | TED | ربما تكون الأرض، ضمن الصورة الكبرى للأمور، مجرّد أحد أنواع العوالم العديدة الصالحة للحياة. |
| Tabi ki anlamazsın tatlım çünkü sen, herkes gibi, büyük resme bakmayı bilmiyorsun. | Open Subtitles | بالطبع لا تفهمي يا عزيزتي لانكي مثل عامه الشعب لا تنظرين الي الصوره الكبيره |
| büyük resme bak Mal. | Open Subtitles | وسع منظورك للأمر (مال). |
| Ki büyük resme baktigimizda bu devede kulak. | Open Subtitles | و في الصورة الكبيرة هذه نقطة بالجيب السويسري |
| büyük resme bak, gazetenin namına. | Open Subtitles | ننظر إلى الصورة الكبيرة نيابةً عن الصحيفة |
| büyük resme bakalım. | TED | دعونا ننظر إلى الصورة الكبيرة |
| Geri adım atıp büyük resme bakmanız. | Open Subtitles | خطوة للخلف وأنظر إلى الصورة الكبيرة |
| Tavsiyemi dinle. büyük resme odaklan. | Open Subtitles | خذ نصيحتي، ركّز على الصورة الكبيرة |
| Ve büyük resme bak. | Open Subtitles | افح عيناك و انظر إلى الصورة الكبيرة! |
| büyük resme bakarsan... | Open Subtitles | في الصورة الكبيرة |
| Kızgın olmanı anlıyorum, ama geri çekil ve şu büyük resme bir bak. | Open Subtitles | أنا اعلم انك غاضب ولكن عليك اخذ خطوة للخلف لترى الصورة الأكبر |
| Şimdiyse, büyük resme bakma zamanı. | Open Subtitles | لكن حان الوقت الآن لننظر إلى الصورة الأكبر. |
| Bazen ihtiyacımız bir adım geri çekilip, büyük resme bakmaktır. | Open Subtitles | أحيانًا نَحتاج لأخذ خطوة للخلف، التفكير في الصورة الأكبر |
| Biliyorum. Ama büyük resme odaklanmak zorundayız. | Open Subtitles | أعلم، لكن يتوجب علينا التركيز علي الصورة الأكبر |
| Senin neye baktığını biliyorum. Sen büyük resme bakıyorsun. | Open Subtitles | نعم ، أعلم انك تفهم هذا فأنت ترى الصورة الكبرى |
| büyük resme baktığımızda görürüz ki bizim galaksimiz bölgesel bir galaksi grubunun belki de 30'lu bir grubunun parçasıdır. | Open Subtitles | لو أخذت نظره على الصوره الكبيره ستلاحظ أن مجرتنا جزء من مجموعه محليه من المجرات ربما 30 مجره |
| büyük resme. | Open Subtitles | وسع منظورك. |
| Bir masa üzerine mumlar hazırladım, yaktım ve üfleyerek söndürdüm, bu süreci aynı mumlar ile defalarca tekrar ettim, ardından videoları büyük resme montajladım. | TED | حيث قمت بتنظيم الشموع على طاولة، أشعلتها و من ثم اطفأتها ثم كررت هذه العملية مراراً وتكراراً مع نفس مجموعة الشموع ثم قمت بتجميع الفيديوهات لتشكل صورة أكبر. |
| Bu yüzden bu durum büyük resme bakmamıza yardımcı oluyor: Durgunluklar, arz ve talep arasındaki dengeye yönelik olumsuz bozulmalar olduğunda meydana gelir. | TED | إن هذا يساعدنا لنبدأ بالصورة الكبيرة: يحصل الكساد حين يوجد انقطاع سلبي في التوازن بين العرض والطلب. |