| Büyükelçim doğruca Beyaz Saray'a gidecek ve ikiniz de işinizden olacaksınız. | Open Subtitles | السفير السعودي سيذهب مباشرة إلى البيت الأبيض. وستفقدوا أنتم الاثنين وظائفكم. |
| Sizinle bir toplantısı olduğunu söylediler, Sayın Büyükelçim. Ne konudaydı? | Open Subtitles | قالوا إن لديه مُقابلة معك ، سيدي السفير لماذا ؟ |
| Adil Büyükelçim. Napoli'nin başarısızlıkları olabilir fakat bunu kimse inkâr edemez: | Open Subtitles | حسنا نابولي قد يكون لها إخفاقات, السفير العادل |
| Anlaşıldı Büyükelçim. | Open Subtitles | تمّ أخذ الأمر بعين الإعتبار، حضرة السفير |
| - Sayın Büyükelçim. | Open Subtitles | -سعادة السفيرة |
| Teşekkürler Büyükelçim fakat halkıma bizzat hitap edeceğim. | Open Subtitles | شكراً، حضرة السفير لكني سأخاطب شعبي شخصياً |
| Sormanız çok nazikçe Büyükelçim. | Open Subtitles | هل لي أن أعرف حالة ولي العهد يا وزير التجارة؟ لطف منك أن تسأل، سيادة السفير |
| Alınmayın Sayın Büyükelçim, o daha yeni geldi. | Open Subtitles | لا أقصد الإهانة أيها السفير ، ولكنه إنضم إلينا للتو |
| Büyükelçim özel olarak konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أيها السفير هل يمكننا أن نتحدث على إنفراد؟ |
| Kıyafetlerinize ihtiyacım var, Sayın Büyükelçim. | Open Subtitles | سعادة السفير سأحتاج إلى ملابسك |
| - Eden bulur Büyükelçim. | Open Subtitles | بأن تحصد ما تزرعه، أيها السفير |
| İzninizle, Sayın Büyükelçim. | Open Subtitles | عذراً سيدي السفير |
| O zevk bana ait Büyükelçim. | Open Subtitles | لى كامل الشرف يا سعاده السفير |
| Teşekkürler Büyükelçim. | Open Subtitles | أشكرك، حضرة السفير |
| - Affedersiniz, Sayın Büyükelçim? | Open Subtitles | لو سمحت سيدي السفير ؟ |
| Siz iyi misiniz, Sayın Büyükelçim? | Open Subtitles | هل أنت بخير ، سيدي السفير ؟ |
| Sayın Büyükelçim, odaya giremeyecekler. | Open Subtitles | الغرفة ستصمد سيدي السفير |
| Sayın Büyükelçim, gidelim. | Open Subtitles | سيدي السفير ، لننطلق |
| Oturun Büyükelçim. | Open Subtitles | فلتتفضل بالجلوس، أيها السفير |
| - Sayın Büyükelçim. | Open Subtitles | -سعادة السفيرة |
| - Sayın Büyükelçim. | Open Subtitles | -سيادة السفيرة |