| Kafalarımızı dikkatimizi dağıtan meşguliyetlerle dolduruyoruz ki; İyi miyim? Mutlu muyum? Çocuklarım düzgün büyüyorlar mı? Politikacılar beni gözeten | TED | نملأ رؤوسنا بالتلهي ، بالمشغوليات، بحيث أننا لا نملك أن نسأل، هل انا مرتاح؟ سعيد؟ وأطفالي يكبرون بشكل سليم، أليس كذلك؟ | 
| Bu günlerde, Tanrı'nın inayetiyle, ne çabuk büyüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يكبرون بسرعةٍ في هذه الأيام، وفقهم الله. | 
| O kadar hızlı büyüyorlar ki, renkli televizyon ve diğerleriyle. | Open Subtitles | - انهم يكبرون بسرعة ما خطب التلفاز الملون وكل ذلك | 
| büyüyorlar. Kesildikten sonra bile. Bu bir iblis özelliğidir. | Open Subtitles | و هم ينمون بعد أن قطعتهم هذه من أشياء الشياطين | 
| Ada saçaklarının çevresindeki otların oluşturduğu bir sığınağın içinde büyüyorlar. | Open Subtitles | ها هي الآن تكبر في حماية الأعشاب النامية علي جوانب الجزيرة. | 
| Annesini dışlayan çocuklar, büyük sorunlarla büyüyorlar. | Open Subtitles | الأطفال الذين يرفضون أمهاتهم يكبرون لتكون لديهم مشاكل كبيرة | 
| büyüyorlar, kendilerine ait hayat istiyorlar yuvayı terk ediyorlar, uçup gidiyorlar. | Open Subtitles | يكبرون في السن، يريدون أن يعتمدوا على أنفسهم يتركون العش، ويطيرون بعيداً | 
| O şey çocukların içinde yaşıyor ama çocuklar büyüyorlar. | Open Subtitles | انه يعيش بداخل الأطفال ولكن الأطفال يكبرون | 
| Her neyse, çabuk büyüyorlar, onu diyorum. | Open Subtitles | على كلٍ، إنّهم يكبرون بسرعة هذا ما أقوله | 
| - Çok iyiler. Çok hızlı büyüyorlar. | Open Subtitles | مذهلين، يكبرون كل أسبوع، أنت تعرف كيف يسير هذا | 
| Bilirsin, çocuklar bayağı ite kaka büyüyorlar, özellikle polis ve itfaiyecilerin çocukları. | Open Subtitles | كما تعلمون، الأولاد جميلة الخام و تعثر يكبرون ، خصوصا أبناء رجال الشرطة و رجال الاطفاء. | 
| Bu çocuklar önlerinde örnek bir aile olmadan ve ve iyi ebeveyn olmanın ne olduğunu bilmeden büyüyorlar, bu yüzden sonrasında kendileri ebeveyn olmada zorlanıyorlar. | TED | هؤلاء الأطفال يكبرون بمعزل عن أي نموذج أو عائلة أو كيف تبدو الأبوة أو الأمومة الجيدة، لذلك سيعانون في الإعتناء بأطفالهم. | 
| Başka çocuklar sevgiyle büyüyorlar. | Open Subtitles | الأطفال فى العائلات يكبرون بالحب | 
| Çok uzuyor. Çok hızlı büyüyorlar, değil mi? | Open Subtitles | ـ إنه طويل فعلاً ـ إنهم يكبرون بسرعة .. | 
| Evet, deli gibi büyüyorlar bu yüzden talebi karşılamak için daha fazla jet almak zorundalar. | Open Subtitles | نعم، وهم ينمون بشكل جنوني لذا هم يجِب أَن يشتروا طائرات أكثر لكي يستطيعوا تغطية الإحتياج | 
| Çok hızlı büyüyorlar. Başkalaşım hakkında yeterli bilgimiz yok. | Open Subtitles | انهم ينمون بسرعة ونحن لا نعلم ما يكفي عن التشوهات الجينية | 
| Plankton zengini suyu süzerek görülmeyecek hızda büyüyorlar. | Open Subtitles | يرشّحون الماء الغنيّ بالعوالق ينمون هنا أكثر من أي مكان بالعالم | 
| Sonra çocuklar büyüyorlar ve bunun kendi hataları olduğunu düşünüyorlar | Open Subtitles | وحينما تكبر الأطفال تعتقد أن هذا هو خطاؤهم | 
| Henüz çok gençler, hâlâ büyüyorlar. | Open Subtitles | ما زالت تلك المجرات يافعة .. وفي طور النمو | 
| İşin aslı, bir annenin kontrolü için fazla büyükler. - büyüyorlar. | Open Subtitles | الحقيقة أنهم كبروا جميعًا على تحكم الام فيهم | 
| Bu zamanda çok hızlı büyüyorlar. | Open Subtitles | الفتيات يكبرن بسرعة هذه الأيام | 
| Bebek giysisi işinde tonla para varmış çünkü bebekler çabuk büyüyorlar. | Open Subtitles | سمعت ان هناك ثروه كونك صنعت من ملابس الاطفال لأن.. الاطفال ينضجون بسرعه | 
| İkinci kurbanda hızlıca büyüyorlar. | Open Subtitles | حسناً، إن حجمها في إزدياد سريع مع مضى الوقت. | 
| Eğer doğru anladıysam buradaki şeyler büyülü bir şekilde büyüyorlar. | Open Subtitles | لذا، إذا أنا افهم هذا، الأشياء هنا تنمو بطريقة سحرية. | 
| büyüyorlar işte. Yakında yuvadan ayrılacaklar, ve sen de kendine zaman ayıracaksın. | Open Subtitles | إنهما يكبران ، قريباً سينتقلان من المنزل سيصبح لديك وقت لنفسك | 
| O kadar hızlı büyüyorlar ki, kendi kendilerine oynayabiliyorlar artık. | Open Subtitles | لقد كبر بسرعة انه يستطيع ان يلعب بنفسه |