| Teknik kısımları size bırakacağız. | Open Subtitles | انها تبدو وكأنها عارية و سنترك الاشياء التقنية لك |
| İstediğin gibi olsun. Bu işi mahkemeye bırakacağız. | Open Subtitles | حَسناً متعي نفسك سنترك الموضوع للمحكمة لحله |
| İnanıyorum ki bu şekilde devam edersek dil açısından çok önemli ama mütevazi bu alan içinde bizden sonraki nesillere daha iyi bir gelecek bırakacağız. | TED | لدي قناعة أننا لو فعلنا ذلك في المجال اللغوي المتواضع لكن ذي أهمية عظمى، سوف نترك مستقبل أفضل للأجيال القادمة. |
| Yerime geleni seçtiklerinde Lupin davasını bırakacağız. | Open Subtitles | حالما يجدون بديلاً عني سوف نترك هذه القضية |
| Merak ediyorum, bir sonraki nesil için nasıl bir düşünce tarzı bırakacağız? | TED | أتساءل ما الإرث الذي سنتركه للأجيال القادمة؟ |
| Buradan su alabilirsek minnettar olurdum, sonra sizi işinizle başbaşa bırakacağız. | Open Subtitles | أنا مجبر أن أخذ ماء من هنا وبعدها سنتركك إلى عملك |
| Peru mermerlerinin üzerinde aşkımızın izlerini bırakacağız. | Open Subtitles | سنترك لطخاً من الحُب على الرخامِ البيروفيّ |
| Görev hesabındaki kutuya mesaj bırakacağız. | Open Subtitles | ايضا سنترك العديد من الرسائل في داخل صندوق حساب العملية |
| Ayrıca, operasyon giderleri kutusuna mesajlar bırakacağız. | Open Subtitles | ايضا سنترك العديد من الرسائل في داخل صندوق حساب العملية |
| Gizlenmiş küçük bir yedek kuvvet keşif gemisi bırakacağız. | Open Subtitles | سنترك مجموعة صغيرة من سفن الإستطلاع متخفيه خلفنا |
| Bunu gece açık bırakacağız ve, bize, kimin yaptığı ile ilgili mükemmel bir fikir verecek. | Open Subtitles | سنترك هذه تعمل الليلة وهذا سيعطينا رؤية ممتازة عن من يفعل ذلك |
| Arabayı şehrin kötü tarafına götüreceğiz, anahtarları kontakta, kapılarıda kilitlemeden bırakacağız. | Open Subtitles | سنأخذها لمكان سيء من المدينة و نترك المفاتيح في مكانها و نترك الأبواب مفتوحة |
| Hadi, o tarafa gideceğiz ve kötü yaşlı adamı yalnız bırakacağız. | Open Subtitles | تعالوا معى سنذهب من هنا و نترك الشخص السئ وحده |
| Tek yapman gereken bir şey söylemek, sonra da seni serbest bırakacağız. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها معك و كل ما كان عليك هو قول شئ ما و نترك تذهب |
| Hastaneye kadar onlara eşlik edeceğim. Onu bırakacağız ve seninle buluşacağız. | Open Subtitles | سأصحبهم إلى المستشفى سنتركه هناك ثم نلقاكم. |
| Eğer istediğin buysa, seni de, aileni de yalnız bırakacağız. | Open Subtitles | سنتركك لحالك إن كان هذا ما تريده. .. وعائلتك كذلك. |
| Yani servet değerindeki bir şeyi burada mı bırakacağız? | Open Subtitles | اذا انت تقولين ان علينا ان نتركه, وهو يساوي ثروة طائلة؟ |
| Şu sıkıntı bir bitsin, bu işi bırakacağız. | Open Subtitles | لكن نحن سنتوقف عن ذلك عندما نجتاز هذه الأيام الصعبة |
| Peki, peki Quasi. Seni rahat bırakacağız. | Open Subtitles | حسنا,حسنا,كوازي سوف نتركك وحدك |
| Sonra da çocukları alıp gereksiz olan yetişkinleri geride bırakacağız. | Open Subtitles | بعد ذلك نأخذ الأطفال ونترك خلفنا البالغين الغير ضروريين |
| Oh, Raymond, önce Bay Diamond'u evine bırakacağız. | Open Subtitles | ريموند " سنوصل السيد " دايموند " أولاً إلى منزله " |
| -Sabah erkenden... -Bu ne? ...çocukları ormana götürüp ölmeleri için orada bırakacağız. | Open Subtitles | سنأخذ الأطفال إلى الغابة و نتركهم هناك ليومتوا |
| Bu geometrilerin detaylarını diğer bir derse bırakacağız. | TED | حسنًا، سندع تفاصيل تلك الهندسات المختلفة لدرسٍ آخر، |
| Önlem olarak evinin önünde birini bırakacağız. | Open Subtitles | حسناً .. كإجراء احترازي سنضع شخصاً أمام منزلك |
| Çünkü onu burada bırakacağız ve ondan sadece arada bir bahsedeceğiz. | Open Subtitles | لأننا سنتركها هنا وبين الحين والآخر سنتحدث عنها |
| Hah. Yani bu, onun etrafında daire çizmeyi bırakacağız artık demek mi ? | Open Subtitles | آها, إذا هل هذا يعني أننا نستطيع أن نتوقف عن اللف حول المبنى الخاص بها |
| Locke'u bırakacağız. | Open Subtitles | سنتخلّى عن (لوك)، أنا وأنتِ و(جاك) و(هيرلي) و(صن) |