| Ayrıca küçük hikayeni dinlemiyorum yani gerçekten kendi kendine konuşmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | و لست مصغيـا لقصتـك لذا عليك التوقف عن التحدث مع نفسك |
| - İnsanlar ne düşünür diye endişelenmeyi bırakmalısın. - Biliyorum. | Open Subtitles | عليك التوقف عن الاهتمام بآراء الآخرين.انا اعلم |
| Artık otomatiklerdeki sıkışmalar hakkındaki kaygılarını bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك ان تتوقف عن القلق حول ذلك هذا سيجعل التشويش يعمل تلقائياً |
| Ve sen Johnnie, aptalaca davranmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | وأنت .. جوني يجب ان تتوقف عن التصرف بغباء |
| Bebeğim. Bebeğim, bunu düşünmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | صغيرتي صغيرتي, يجب أن تتوقفي عن التفكير بشأن هذا |
| Riya... bir yerlere varabilmek için, arkanda bir şeyler bırakmalısın. | Open Subtitles | ريا.. لتصلي الى مكان ما عليكي ان تتركي شيئأ خلفك |
| Çizgi film yapmak istiyorsan, peynir işini bırakmalısın. | Open Subtitles | اذا أردت أن تصبح رساماً حقيقياً , يجب عليك التوقف عن العمل في الجبنة. |
| Bir şeyin bulunmasını istiyorsan aramayı bırakmalısın, der. | Open Subtitles | يقول بأنه إن كنت تريد العثور على شيء ما فإن عليك التوقف عن البحث |
| Bence bebek gibi davranmayı bırakmalısın. Devam et. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب عليك التوقف عن التصرف كطفل |
| Anne, onu rahat bırakmalısın. Özgüveniyle oynama onun. | Open Subtitles | أمي , لا , يجب أن تدعيها وشأنها يجب عليك التوقف عن جعلها غير واثقة |
| - Billy, böyle yemeyi bırakmalısın. - Biliyorum, biliyorum. | Open Subtitles | يجب عليك ان تتوقف عن الأكل بهذه الطريقة اعرف |
| İçki sorunun var. Ve bence içkiyi bırakmalısın. | Open Subtitles | لديكَ مشكلة شرب وأقترح بأنك تتوقف عن الشرب |
| Başkalarının eşyalarıyla oynamayı bırakmalısın, Fez. | Open Subtitles | فيز , يجب عليك أن تتوقف عن البحث فياشياءالاخرين. |
| Buna bağlanmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تتوقفي عن الصمود كلكم تتمسكون |
| Şarkı söylemeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | الجيش لا يدفع راتباً لشخص ميت عليك أن تتوقفي عن الغناء |
| Belki sadece denemeli ve geçmişi yalnız bırakmalısın. | Open Subtitles | ربما يجب أن تُحاولي أن تتركي الماضي وتنسيه |
| Taşıt kullanırken sorunlarını evde bırakmalısın Leland. | Open Subtitles | فكرة طيبة أن تترك همومك ورائك عندما تقود سيارتك. |
| Transseksüel kız ve erkek kardeşlerimizi ötekileştirmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | سوف أتقبله توقفي عن تهميش الإخوة والأخوات المتحولين والمتحولات |
| - Ve git kendine bir göz damlası al. - Onu rahat bırakmalısın. | Open Subtitles | وضعي بعض من قطرات العين المهدئة ما رأيك في ان تتركها لوحدها ؟ |
| Şu Russell Crowe filmini izlemeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تتوقفى عن مشاهدة تلك الأفلام فى التلفاز يا صديقتى |
| Neyse, ikisini de yüzünü ısırmadan bırakmalısın. | Open Subtitles | نعم,حسناً،مهما كان تقوم بترك ذيله قبل أن يلتهم وجهك |
| Dostum, onu illa da birlikte olman gereken kişiymiş gibi düşünmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكف عن النظر لها بأنها الإنسانة المقدر لك العيش معها |
| - Onu bulduğun yere geri bırakmalısın. | Open Subtitles | كان يجب أن تتركه في المكان الذي وجدته فيه |
| O olağanüstü bir adam ama onu rahat bırakmalısın. | Open Subtitles | إنّه لرجل فذّ ، ولكن يحب أن تتركيه في حال سبيله |
| ama sorularımı çarpıtmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | حقاً أقدر ذلك لكنّك يجب أن تتوقّفي عن التصرف بدون سؤالي |