| Asıl sorun, bombayı yapan kendine has bir imza bırakmamış. | Open Subtitles | المشكلة أن صانع القنبلة لم يترك خلفه أي توقيع فريد |
| Adamın biri iki defa aramış, ama mesaj bırakmamış. | Open Subtitles | جاءتك مكالمتين ولكن المتصل لم يترك أية رسالة |
| Saç ve lif döküntüleri umut verici ama adam hiç iz bırakmamış. | Open Subtitles | سحب الشعر والليف بعض الوعد القطع، لكنّه لم يترك أيّ طبعات. |
| Hepimiz garip davranıyoruz, fakat hiç kanıt bulamadım, hiç iz bırakmamış. | Open Subtitles | فى المطبخ هذا الصباح لقد تصرفنا جميعاً بغرابة لكنى لا أجد دليلاً إنها لم تترك أى مفتاح |
| Bitirmiş, bırakmamış bana kavuşabilmek için sana. | Open Subtitles | شربته كله؟ لم تترك نقطة لمساعدتي من بعدك |
| Duvarlarında birkaç çivi ve tel dışında hiçbir şey bırakmamış. | Open Subtitles | على حيطانهم لم يترك أي شيء لكن ترك بعض الخطافات وبعض الأسلاك |
| Tam şakaktan. Katil hataya yer bırakmamış. | Open Subtitles | في المقتل مباشرةً , قاتل لم يترك مساحةً للخطأ |
| Yok. Abby haklıymış. Chris, bilgisayarında bir şey bırakmamış. | Open Subtitles | لا، لقد كانت آبي محقة، لم يترك كريس الكثير من الآثار على جهازه |
| Katil suçunu itiraf etti ve idamı bekliyor. Ama babam yine de davanın peşini bırakmamış. | Open Subtitles | القاتل المعترف في طريقه لحكم الإعدام، لكن أبي لم يترك القضية. |
| Adam parmak izi bırakmamış. | Open Subtitles | إذاً لم يترك أي بصمات و هذا يعني إنه أكثر حذراً |
| Kahramanlık kompleksini eleyebiliriz, kimseyi sağ bırakmamış. | Open Subtitles | حسنا,يمكننا ان نشطب عقدة البطل من القائمة لم يترك اي أحد كي ينقذه |
| Sorun şu ki, verici eğer zanlıysa, olay yerinde hiç DNA bırakmamış. | Open Subtitles | المشكلة هي , إن كان المعتدي هو المضيف للديدان و لم يترك حمضاً نووياً قابلاً للإستعمال بالموقع |
| Hiç yakalanamamış arkasında yakalanacak kadar kanıt hiç bırakmamış. | Open Subtitles | لم يتم ضبطه متلبساً قط، ولم يترك أدلة كافية لإتهامه |
| Parmak izlerinde olamaz, çünkü hiç iz bırakmamış. | Open Subtitles | اعني انه لم يكن في البصمات لانه لم يترك اي منها |
| Katil pek bir şey bırakmamış, sadece gömleği ve pantolonu. | Open Subtitles | القاتل لم يترك لنا الكثير فقط القميص والبنطال |
| Mesajı o bırakmamış ama bırakılmış bir mesaj var. Sadece... | Open Subtitles | هو لم يترك رســالة ولكــــن هناك رســـــالة تركـــت |
| Taşınmış, yeni adresini bırakmamış. Onunla en son ne zaman konuştunuz? | Open Subtitles | انتقلت، لم تترك عنوانها، متى كلمتها آخر مرة؟ |
| Eğer gördüysem, çok büyük bir etki bırakmamış. | Open Subtitles | اذا كنت قابلتها، فهي لم تترك تأثيراً علي |
| İki ay önce istifa etmiş ve iletişim bilgisi bırakmamış. | Open Subtitles | لقد إستقالت من العمل منذ شهرين مضيا، ولم تترك أي عنوان لمراسلتها. |
| - Orayı çok iyi bir şekilde taradım. - Hiç iz bırakmamış. | Open Subtitles | فتّشت المكان بكلّ دقّة ولمْ تترك وراءها أيّ أثر |
| Onu sevdiğini sanıyordum. Onu sana annen bırakmamış mıydı? | Open Subtitles | لقد ظننت بأنك احببت ذلك الشيء ألم تتركها لك امك كتذكار ؟ |
| Bana bırakmamış, o kadarını biliyorum. | Open Subtitles | لم يتركه لي. هذا كل ما أعرفه |