| Kapıyı da kilitleyeceğiz. Burada sürekli biri olacak. Seni yalnız bırakmayacağız. | Open Subtitles | سوف نغلق الباب جيدا؛ واحدا منا سوف يكون بالخارج هنا؛ لن نتركك بمفردك |
| Seni asla bırakmayacağız dostum. Tüm bu olanları geride bırakamaz mıyız? | Open Subtitles | نحن لن نتركك أبداً, ياصديقي, هل يمكننا وضع هذا خلفنا؟ |
| Hadi, kalk. Seni bırakmayacağız. | Open Subtitles | هيا إنهض ، نحن لن نتركك ، يجب أن نذهب |
| Kimse yüzümüzü hatırlamayacak, çünkü arkamızda tanık bırakmayacağız. | Open Subtitles | لن يتذكّرنا أحد لأننا لن نترك وراءنا شهوداً. |
| Sinyor, eğer bu kapıyı açmazsanız, hepsini yiyeceğiz ve size hiçbirşey bırakmayacağız. | Open Subtitles | سيدي إذا لم تفتح الباب سوف نأكل كل شيء ولن نترك لك شيء |
| Şimdi sen bu ailenin bir parçasısın. Seni geride bırakmayacağız. | Open Subtitles | انت جزء من العائله الان لن نتركك خلفنا |
| Durumu anladık. Seni bırakmayacağız. | Open Subtitles | حسناً، نحن نتفهّم الأمر لن نتركك |
| En iyi yaptığımız şey de bu zaten. Seni asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | هذا ما نحسن فعله لن نتركك |
| Seni burada bırakmayacağız. | Open Subtitles | نحن لن نتركك خلفنا |
| - Seni bırakmayacağız. - Eminim bırakabilirsiniz, señor. | Open Subtitles | نحن لن نتركك نعم تستطيع |
| Ama seni asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | لكننا لن نتركك أبدا |
| Onu yeneceğiz ve Çinliye övünebileceği hiçbir şey bırakmayacağız. | Open Subtitles | نهزمه و نترك الصينين بدون شئ يتفاخروا به |
| Bizimle gelmesi için bir şans vereceğiz ona, ama bu şehri sağlam bırakmayacağız. | Open Subtitles | سنعرض علية الفرصة ليأتي معنا لكن لا يمكن أن نترك المدينة سليمة |
| Kimseyi geride bırakmayacağız. | Open Subtitles | لا نستطيع ترككم ورائنا نحن لن نترك أي أحد ورائنا |
| Onlara hiçbir delil bırakmayacağız. Bu meselede soruşturma ekibinden uzak duracağız. | Open Subtitles | علينـا ألا نترك أي أثر لهم , علينـا أن نسبق وحدة المهمات الخاصـة في ايجاده |
| Onlara hiçbir delil bırakmayacağız. Bu meselede soruşturma ekibinden uzak duracağız. | Open Subtitles | علينـا ألا نترك أي أثر لهم , علينـا أن نسبق وحدة المهمات الخاصـة في ايجاده |
| Güzel bebeklerim. Sizi asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | أبنائي الغالين ، لن نترككم أبداً |
| Murphy bir yere gidebilecek durumda değil ve onu burada bırakmayacağız. | Open Subtitles | ميرفي لن يذهب إلى أيّ مكان , ونحن لا نتركه هنا. |
| Seni bize ihtiyacın varken öylece bırakmayacağız. | Open Subtitles | لن نتخلى عنك عندما تحتاجيننا |
| Dinle beni, Patrik.Bir aile bulununcaya kadar, seni bırakmayacağız. | Open Subtitles | استمع لي، باتريك. نحن لن نستسلم حتى يجدوا لك عائلة. |
| Çalınmadık kapı bırakmayacağız. | Open Subtitles | .لن ندع حجراً غير مقلوب **بمعنى البحث في كل مكان** |
| Bilmen gereken tek şey, sizi ve tüm sevdiklerinizi öldürene kadar bu savaşı asla bırakmayacağız. | Open Subtitles | كل ما تريدين معرفته هو أننا لن نتوقف عن قتالكم حتى تموتي أنتي وكل شخص تحبيه |
| Bak onları bırakmayacağız. Sen bana yapmam gerekenleri söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنظر, لن نتركهم خلفنا يمكنك أخباري مباشرة |
| - Hayır, seni bırakmayacağız. - Dediğimi yapın, hemen! | Open Subtitles | لا لن نذهب بدونك - افعلي كما اقول لكِ الأن - |
| Sizi yüz üstü bırakmayacağız. | Open Subtitles | في طريقه لإنقاذ إبنك لا تقلق فلن نخذلك |
| Ama o sadece senin için geldi. Ve biz onu bırakmayacağız. | Open Subtitles | و لكنها اتت من اجلك انت فقط و نحن لن نتركها بمفردها ابدا |