| Bağışlamamı satın almaya geldin. | Open Subtitles | أتيت لشراء غفراني. |
| Burada, Inverness'teki üniversite kütüphanesini arşivlerine Bağışlamamı istedi. | Open Subtitles | طلبت من الكلية هنا في إينفيرنيس أن أتبرع بمكتبه لصالح أرشيفهم |
| Bu, müzesi için 1 milyon $ Bağışlamamı istediğin adam mı? | Open Subtitles | هل هذا الرجل الذى كنت تريدينى ..... أن أتبرع له بمليون دولار من آجل متحفه ؟ |
| Lakin pes ettin diye canını Bağışlamamı bekleme! | Open Subtitles | وبالرغم من ذلك لا تتوقّع مني أن أعفو عنكَ حالما تستسلم وتستجدِني لألّا أقتلك. |
| Para karşılığında hayatını Bağışlamamı istedin. | Open Subtitles | أنت قلت لي أن أعفو عن حياتك مقابل الأموال |
| - Arkadaşım bunu Bağışlamamı istedi. | Open Subtitles | -صديقتي أخبرتني أن أتبرع بها . |
| Tucker ciğerimin bir parçasını ona Bağışlamamı istiyor. | Open Subtitles | يريدني (تاكر) أن أتبرع له بجزءٍ من كبدي |
| Bağışlamamı da bekleme Lenny. | Open Subtitles | -لا أستطيع أن أعفو عن ذلك أيضاً. |
| Hayatını Bağışlamamı isteme benden. | Open Subtitles | لا تطلبين مني أن أعفو عنه |