| Rus gangsterini, su tanklarının önünde konuşma yapan ıslah olmuş guruya bağlayabilecek herhangi bir şey. | Open Subtitles | أحتاج لشئ يربط بين زعيم مافيا روسي ومعلم تحسين ذاتي يخطب أمام أحواض السمك |
| Bunu Lydia Spring'e bağlayabilecek bir şey bulamazsak davayı Ağır Suçlar'a yollayacaklar. | Open Subtitles | سيحولون القضية إلى قسم الجرائم الكبرى إلا إذا وجدنا ما يربط الجرائم بـ"ليديا سبرينغ" وبدون أي تأخير |
| Sarah, trenin bombalanması olayını Heller'ın kaçırılmasına bağlayabilecek bir şeyler bulmuş olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | سارة) تقول أنك ربما وجدت خيطاً) (يربط بين تفجير القطار واختطاف (هيللر |
| Belgeleri Axelrod'a bağlayabilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | - ليس هناك من شيء... يربط هذا المستند بـ(آكسلرود) |