| İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel kulaklarınızın arasında yatıyor. | TED | يمكنك أن ترى أن العائق الأكبر للتعامل مع اضطرابات المناخ يقع بين أذنيكم. |
| Roma ile baş etmenin tek bir yolu vardır, Antoninus. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة للتعامل مع روما يا أنطونينوس |
| Erkeklerle baş etmenin tek bir yolu var, onlara hiçbir şeylerini umursamıyormuş gibi davranırsın. | Open Subtitles | هناك فقط طريقه واحده للتعامل مع الرجال, و هي أن تعامليهم كما لو كنت لا تهتمي بأمرهم |
| Bu tip adamlarla baş etmenin tek yolu var: O da bu tip adamları avlamak. | Open Subtitles | هناك وسيلة واحدة فقط للتعامل مع رجال كهؤلاء , و هى مطاردتهم |
| Bu adamlarla baş etmenin tek yolu. | Open Subtitles | يوجد طريقة واحدة للتعامل مع هؤلاء الشباب |
| Korkularla baş etmenin en iyi yolu üstüne üstüne gitmekdir. | Open Subtitles | كلا أفضل طريقة للتعامل مع الخوف هو مواجهته |
| Kabalıkla baş etmenin tek yolu onu devam ettirmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للتعامل مع الغوغاء أن تترفع عن مستواهم |
| Ciddi olamazsın Duygusal sorunlarla baş etmenin etkileyici bir yoludur. | Open Subtitles | حسناً , توجد طريقة ساحرة للتعامل مع المشاكل العاطفية |
| Özel harekâttan biriyle baş etmenin İlk kuralı | Open Subtitles | أنا لا أثق به الخطوة الأولى للتعامل مع عميل سري |
| Ama bana şunu çok iyi öğretti korkularımızla baş etmenin tek yolu onlarla yüzleşmek onları zorla sürükleyerek karanlığın dışına çıkarmak ve ve yok etmektir. | Open Subtitles | ولكنه علمني شيئاً واحداً .. الطريقة الوحيدة للتعامل مع مخاوفك هي أن نواجهها |
| Tehditle baş etmenin etkin bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريق حاسم وحيد للتعامل مع هذا التهديد |
| Kayıplarla baş etmenin bir yolu da dert etmiyormuşsun gibi gözükmektir. | Open Subtitles | هذه طريقـة للتعامل مع الخسـارة والتظاهر بأن الأمر لا يهـم |
| Çünkü bununla baş etmenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | لأنه لايوجد وسيلة سهله للتعامل مع هكذا وضع |
| Günümüz dünyasıyla baş etmenin en iyi yolu onu görmezden gelmemektir. | Open Subtitles | أنت تعلم، إن الطريقة للتعامل مع العالم اليوم ليس تجاهلهُ. إذا فعلت فأنت ستتأذى فقط |
| Bak, bu deli kızla baş etmenin tek yolu, büyük bir yalan söyleyip hızlıca sıvışmak. | Open Subtitles | أسمع , الطريقة الوحيدة للتعامل مع نساء مجنونات |
| Bu yüzden sabah tıraşımın ardından birinizin kafasını ezmek istersem bununla baş etmenin bir yolunu bulacaksınız. | Open Subtitles | لذا اذا كُنت بحاجة الى الغضب عليكم لهذا حتى تتحسنوا اووه، يجب ان تجدوا طريقة للتعامل مع ذلك |
| Aklına her ne girdiyse bununla baş etmenin yolu bu değil. | Open Subtitles | أياً كان ما يدور برأسك، فهذه ليست الطريقة الصحيحة للتعامل مع الأمر. |
| Babam öldüğü zaman acıyla baş etmenin bir yolunu bulmuştum çünkü dalgalar halinde geliyordu, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ،عندما توفيَ والدي اكتشفت حيلةً للتعامل مع الألم ،لأنه يأتي على شكل أمواج |
| Bu tarz insanlarla baş etmenin cidden tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك فعلا طريقة واحدة للتعامل مع أناس هكذا. |
| Robinson Appleby'ın bana yaptığı şeyden iyileşmem için Georgia yardım ederken bu adamla baş etmenin iyi bir yolu olmadığının farkına vardım. | Open Subtitles | بما أن جورجيا ساعدتني على الشفاء من بما فعله بي روبنسن ابليبي أتيت لأرى بانه لم تكن توجد طريقة للتعامل مع ذلك الرجل |