| ...ve tüm bunlara rağmen olgun ve sağlıklı bir evlat yetiştirmeyi başarmışlar. | Open Subtitles | معذلك.. تمكنوا من تربية ابن مستصح عميق الإحساس |
| Bu gruptakiler kendilerini diğerlerinden ayırmayı başarmışlar, araştırmalarını gizli tutabilmek için, ama zamanla keşfedilip yokedildiler. | Open Subtitles | هذه المجموعة تمكنوا من عزل أنفسهم من أجل الآخرين لمتابعةدراستهمفي السرية, ولكنهم في نهاية المطاف اكتشفوا و دمروا. |
| Motorlar da hasarlı durumda, ancak hiperuzaya kaçmayı başarmışlar. | Open Subtitles | المحركات تضررت كثيراً، ولكنهم تمكنوا من الفرار إلى الفضاء الفائق |
| Her şeye ve başaramayacaklarına dair tüm beklentilere rağmen, başarmışlar. | TED | حيث أنهم نجحوا على الرغم من كل شيئ ورغم عظيم الصعاب. |
| Görünüşe bakılırsa ülke dışına kaçmayı başarmışlar. | Open Subtitles | .يظهر بأنّهم كانوا قادرون على الهروب من البلاد |
| Orada olan binaları onarıp, kafe, kitapçı ve lokantaya çevirerek başarmışlar. | Open Subtitles | بل فعلوها بإعادة البنايات العظيمة التي كانت موجودة حولوها إلى مقاهي، مكتبات، مطاعم |
| Birinden böbrek bulmayı başarmışlar ama görünüşe göre paraları yokmuş. | Open Subtitles | إستطاعوا أن يحصلوا على كلية من شخص ما لكن على ما يبدو انهم لم يكن لديهم مال |
| Olay yerinde bulunan makastan mitokondrial DNA çıkarmayı başarmışlar. | Open Subtitles | لقد تمكنوا من مطابقة الحمض النووي المستخرج من عينة الدم الموجودة على المقص الذي ربطه بجريمة القتل |
| Acil doktorları onun hayatını kurtaramamışlar ama içindeki hayatları kurtarmayı başarmışlar. | Open Subtitles | الأطباء قالوا أنهُم لا يستطيعون إنقاذ حياتها و لكن لكنهم تمكنوا من إنقاذ الأرواح التى بداخلها. |
| Makastan kısmi bir parmak izi almayı başarmışlar. | Open Subtitles | لقد تمكنوا من رفع بصمة جزئية من المقص. |
| Makastan kısmi bir parmak izi almayı başarmışlar. | Open Subtitles | لقد تمكنوا من رفع بصمة جزئية من المقص. |
| Tamam, o halde yakalanmaktan kurtulmayı başarmışlar. | Open Subtitles | إذن هم تمكنوا من الهروب ولم يعتقلوا |
| Gemiyi izlemeyi başarmışlar. | Open Subtitles | تمكنوا من تتبع السفينة. |
| Ama kaçmayı başarmışlar. | Open Subtitles | لكنهم تمكنوا من الفرار |
| Bir şekilde programlamalarının üzerine yazmayı başarmışlar. | Open Subtitles | بشكل ما ، لقد نجحوا فى التعرف على كيفية تعديل برمجتهم |
| Sana yeni bir isim, yeni bir kimlik, yeni anılar vermeyi başarmışlar demektir. | Open Subtitles | يعني إنهم نجحوا بأن يعطوك إسم جديد و هوية جديدة وذاكرة جديدة وكل شئ فيك سيكون جديداً |
| Sana yeni bir isim, yeni bir kimlik, yeni anılar vermeyi başarmışlar demektir. | Open Subtitles | بأنهم نجحوا في إعطائك اسم جديد وهوية جديدة ومجموعة جديدة من الذكريات، كل شيء. |
| Aynı pasaportu kullanarak, küçük bir kopya grubunu ülkeye sokmayı başarmışlar. | Open Subtitles | الإستعمال الذي وثيقة نفسها، هم كانوا قادرون لجلب الملاك الصغير من النسخ في... |
| Kazanın bilgilerini yükleyip analiz etmeyi başarmışlar. | Open Subtitles | هم كانوا قادرون على التحميل ويحلّل بيانات التحطّم... |
| Şu adamlar bakın! Bunu başarmışlar gibi gözüküyor. | Open Subtitles | انظروا إليهم، يبدو أنهم فعلوها |
| Tanrım, başarmışlar. | Open Subtitles | يا إلهي لقد فعلوها |
| Şuraya bak. Bir sihirbazı da tuzağa düşürmeyi başarmışlar. | Open Subtitles | النظرة، إستطاعوا إصْطياَد حتى a ساحر / "الرمح المُدهِش Gould." |