| Durum şu an tümüyle kontrolümüz dışında ama evet, Başbakanımız şu anda Sydney'de ve buraya dönmek için çabalıyordur. | Open Subtitles | حسنا , الوضع كله تحت السيطرة بالطبع ولكن , نعم ,رئيس الوزراء سيعود من سيدني كان يود ليكون هنا |
| Gidelim mi, lütfen? Başbakanımız Alman Demokratik Cumhuriyeti adına, ayrıcalıklı bir Amerikan Nükleer bilim adamına hoşgeldin der Profesör Michael Armstrong. | Open Subtitles | هل نذهب من فضلك ؟ ان رئيس الوزراء يود ان يُرحب |
| Başbakanımız, dışişleri bakanımız ve Alman büyükelçisi. | Open Subtitles | رئيس الوزراء و وزير الخارجيه و السفير الألماني |
| Ülke tekrar o kadar çok bölünmüştü ki parlamentomuz istifa etmiş, bir yıl boyunca ne Başbakanımız ne de cumhurbaşkanımız vardı. | TED | لقد تقسمت البلد مرة أخرى، كان الضغط كبيراً جداً حتى أن برلماننا استقال، لم يكن لدينا رئيس لسنة، و لا رئيس وزراء. |
| En son ne zaman çalışan sınıfı anlayan bir Başbakanımız olmuştu? | Open Subtitles | متى كان عندنا رئيس وزراء يتفهم الطبقة العاملة؟ - مطلقاً |
| Akıcı Fransızca konuşan bir Başbakanımız olması ne harika. | Open Subtitles | رائع ان تتحدث رئيسة وزرائنا الفرنسية بطلاقة |
| O bizim bir sonraki Başbakanımız olacak. | Open Subtitles | إنها رئيسة وزرائنا المستقبلية. |
| Berlin güvene alındığında, Dr. Goerdeler ulusa yeni Başbakanımız olarak anons edilecek. | Open Subtitles | ببرلين مصونة , دكتور جوردلير سيخاطب الأمة بصفته مستشارنا الجديد |
| Ve onları karşılamak üzere olan Sayın bekar Başbakanımız şu sıralar, beşinci hizmet süresine angaje oluyor. | Open Subtitles | وهنا, يرحب بهما، رئيس الوزراء الأعزب طبعاً, والذي يبدأ ولايته الخامسة على التوالي. |
| - Muhtemelen, Başbakanımız bize anlatmadı, çünkü bize güvenmedi? | Open Subtitles | من المحتمل أن رئيس الوزراء لم يخبرنا لأنه لا يثق بنا صحيح |
| her gün ta ki Başbakanımız, idam cezasını geri getirecek bir referandum düzenleyene kadar. | Open Subtitles | بمعدل واحد كل يوم, و كل يوم, حتى رئيس الوزراء يوافق على القيام بإستفتاء |
| Başbakanımız, tüm kadınların ifadelerini usulen gözden geçirdi! | Open Subtitles | رئيس الوزراء سنستعرض شهادات حقوق المرأة |
| Başbakanımız, kuzey Wu Wan'da dövüldü. | Open Subtitles | لقد هَزم رئيس الوزراء للتو مقاطعة (وو وان) الشمالية |
| 'Başbakanımız kız arkadaşıyla mı kalıyor? ' | Open Subtitles | 'لدينا رئيس وزراء يبقى مع صديقته؟ |
| Başbakanımız. Bizim Başbakanımız biliyordu. | Open Subtitles | رئيس وزراء بريطانيا |
| İngiltere'de yeni, harika bir Başbakanımız var, Tony Blair. | Open Subtitles | لدينا رئيس وزراء جديد رائع (في( إنكلترا)،( تونيبلير... |
| Başbakanımız bu anlaşmaya uymayı başaramadı. | Open Subtitles | تلك كانت الإتفاقية التي لم يقبل بها مستشارنا |