| Bir saat sonra Enerji ve Ticaret Kurulu başkanıyla toplantım var. | Open Subtitles | وسألتقي مع رئيس لجنة الطاقة والتجارة خلال ساعة، إنّه أمر مُثير. |
| Belediye başkanıyla 2 kez konuştum! Öfkeden tavana sıçradı! | Open Subtitles | تكلمت مع رئيس البلدية مرتين هذا .الصباح,كان غاضباً جداً بسبب هذة العملية |
| Başkan şu an New York belediye başkanıyla birlikte bir toplantıda. | Open Subtitles | الرئيس في المؤتمر مع رئيس البلدية والحاكم |
| Olimpiyat Komitesi'nin başkanıyla görüşeceğim. Talimat edildiği gibi. | Open Subtitles | للاجتماع برئيس اللجنة الأولمبية كما أمرت. |
| Bir eyalet başkanıyla görüşmeniz çok acayip oluyor, soruyorsunuz: "En değerli doğal kaynağınız ne?" | TED | من المدهش أنك حينما تلتقي برئيس دولة، وتقول، "ما هو أثمن مورد طبيعي بالنسبة لك؟" |
| Belediye başkanıyla konuştum opera evinde bir davet vermek için kulağını biraz çıtlattım. | Open Subtitles | كنت أتحدث مع المحافظ و أ ُلح عليه لنقيم الحفل فى قاعة الأوبرا |
| Bunun belediye başkanıyla alâkası yok. | Open Subtitles | لا يتعلق الأمر بالعمدة |
| Tahmin et kim Cadılar Konseyi başkanıyla dışarı çıkıyor? | Open Subtitles | خمنوا من سيذهب في موعد مع رئيس مجلس السحرة، مساء الغد |
| Ya da belediye başkanıyla golf oynayacak diye mi? Arkasında sadece bunlar var. | Open Subtitles | أو يلعب الجولف مع رئيس البلديه او أى شىء آخر سوف يصبحه بعد ذلك |
| Eğer belediye başkanıyla konuşursan, bana duyduğu güven için çok teşekkür ettiğimi söyle. | Open Subtitles | إذا تكلمت مع رئيس البلدية قل له شكراً جزيلاً على ثقته |
| Şube başkanıyla toplantım var. | Open Subtitles | لدي إجتماع مع رئيس قسمي المتعلق بالشركات |
| Tamam, şimdi gidip radyoloji başkanıyla görüşmeliyim. | Open Subtitles | حسنا,يجب أن أذهب وأتجادل مع رئيس قسم الإشعاع |
| Yönetim kurulunu denedik. Okulun başkanıyla konuşmaya çalıştık. | Open Subtitles | حاولنا مع مجلس إدارة الجامعة حاولنا التكلم مع رئيس الجامعة |
| Fan kulübünün başkanıyla biraz konuşayım dedim. | Open Subtitles | حسناً، لقد أعتقدتُ إنني سأحظى بوقت مشاهدة وجهاً لوجهة مع رئيس عشاق ناديك، بشكل واضح. |
| Birleşik Devletler başkanıyla ilişkin olduğu müddetçe | Open Subtitles | أنت على علاقة برئيس الولايات المتحدة، |
| En son ne zaman CompuServe'ün başkanıyla telefonda konuştunuz? | Open Subtitles | متى كانت اخر مرة كنت على اتصال برئيس "كومبيوسيرف" على الهاتف؟ |
| Belediye başkanıyla Bay Trick'in neyin peşinde olduğunu öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | لا زال هناك المسألة المتعلقة... برئيس البلدية والسيد "تريك... ." لنتعامل معهم. |
| Cedar Junction'daki psikiyatri başkanıyla konuşup | Open Subtitles | سأتصلُ برئيس القسم النفسي في (سيدار جانكشِن) |
| Eğer vermezsen, ben belediye başkanıyla anlaşmanın yolunu bulacağım senin ifade vereceğin tehdidini koz olarak kullanıp onu yarışın dışına atacağım. | Open Subtitles | ،إن لم ترد، يمكنني عقد اتفاق مع المحافظ الاستفادة من تهديد شهادتك لإخراجه من السباق |