|        Evet, olayın başladığı yer burası. Ve biteceği yerde burası.        | Open Subtitles |         نعم حسناً هذا هو حيث بدأ هذا هو حيث سينتهى        | 
|        Aslında benim için her şeyin başladığı yer oraydı.         | TED |         في واقع الامر حيث بدأ كل شئ بالنسبة إلي.         | 
|        Burası erkek-fahişeliğin başladığı yer.        | Open Subtitles |         هذا المكان حيث بدأ فيه كل الرجال المومسين.        | 
|        Brezilya, bizim için Rock in Rio'yu yaptığımızda Latin Amerika'nın başladığı yer.        | Open Subtitles |         البرازيل. بالنسبة لنا. من حيث بدأت أمريكا اللاتينية.        | 
|        Labirentin başladığı yer işte burası.        | Open Subtitles |         هنا حيث يبدأ التيه        | 
|        Bu sabah her şeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         لقد كان المكان الذي بدأ به كل شيئ, فقط هذا الصباح.        | 
|        Aslına bakarsanız, birçok ilişkinin başladığı yer... iş yerleridir.        | Open Subtitles |         فى الحقيقة , انه مكان بداية معظم الغرام معظم العلاقات        | 
|        Virus Union İstasyonundaymış, ama başladığı yer orası değilmiş.        | Open Subtitles |         كان الفيروس في محطة الوحدة ولكنه ليس حيث بدأ        | 
|        Demek istediğim, orası her şeyin başladığı yer. Bunu bir anlamı olmalı, değil mi?        | Open Subtitles |         هناك حيث بدأ كل شئ , يا رجل هذا يجب أن يعني شئ , صحيح؟        | 
|        Gidebileceği tek bir yer var, her şeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         هنالك مكان واحد سيذهب إليه سيعود إلى حيث بدأ كل شيء        | 
|        Sicilya'ya gitmeyi düşünüyoruz çünkü Baba'nın başladığı yer olan Corleone orada.        | Open Subtitles |         نحن نفكر في الذهاب إلى صقلية لأن المؤسسة الدولية للعلوم حيث بدأ العراب، كما تعلمون، في كورليوني.        | 
|        Bence burası. Her şeyin başladığı yer burası.        | Open Subtitles |         أعتقد أن هذا هو المراد حيث بدأ كل شيء هُناك        | 
|        Sangolo her şeyin başladığı yer, ancak sona ereceği yer de olacak.        | Open Subtitles |         سانجلو حيث بدأ كل شيء، والذى حيث يجب أن ينتهى هناك .        | 
|        Bu sabah, Pidjiguity rıhtımındaydım... 1959'da, mücadelenin ilk kurbanlarının öldürülmesiyle her şeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         هذا الصباح كنت في رصيف "بيجيقيوتي" حيث بدأ كل شيء عام 1959 عندما قُتل أول ضحايا الصرّاع        | 
|        Crystal Lake, bu kabusun başladığı yer.        | Open Subtitles |         فى البحيرة البلورية حيث بدأ هذا الكابوس        | 
|        Ve film başladığı yer olan evinde bitiyor.        | Open Subtitles |         و المقطع ينتهي حيث بدأ في منزله        | 
|        Burası her şeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         هنا حيث بدأ الأمر، وهناحيثسينتهي.        | 
|        Cinayetlerin başladığı yer burası. Eğer insan yapımı iseler, burada yapıldılar.        | Open Subtitles |         حيث بدأت عمليات القتل إن كانوا من صنع الإنسان، فقد صُنعوا هناك        | 
|        Her şeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         هذا هو حيث بدأت.        | 
|        İçeri gelin millet. Burası herşeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         تعال,كل يوم هنا حيث بدأت        | 
|        Evet. Kanın damlamaya başladığı yer burası.        | Open Subtitles |         هنا حيث يبدأ تأثير الانتشار        | 
|        En azından şu ikisi için her şeyin başladığı yer orası.        | Open Subtitles |         حسنا، هذا هو المكان الذي بدأ فيه كل شيء، هنا، على الأقل لنا، مع هذين.        | 
|        Tüm düşlerimin başladığı yer burası.        | Open Subtitles |         هذا هو مكان بداية كل أحلامي        | 
|        Bence burası her şeyin başladığı yer : 1903'te, Exeter Sokağı.        | Open Subtitles |         أعتقد بأنه هنا بدأ كل شيء في 1903, في شارع إكزيتير.        | 
|        Buda bir bakıma herşeyin başladığı yer.        | Open Subtitles |         هناك بدأ كل شيء نوعا ما        |