| Mermi, bacağındaki ana damarı kesmiş. | Open Subtitles | الرصاصه قطعت الشريان الرئيسي في ساقه ,سيدي |
| Tamam, çocuğun bacağındaki desteği kastediyorsun. | Open Subtitles | حسن، أنت تشيرين إلى تلك الدعامة الملتفة حول ساقه |
| Merakımdan soruyorum, bacağındaki ağrının sorun olduğunu kabul edene kadar daha kaç hastanın ölmesi gerekiyor? | Open Subtitles | فقط للتوضيح كم مريضاً آخر ستقتل قبل الاعتراف بأن ألم ساقك قد يكون مشكلة؟ |
| Ya sürekli herkese gösterdiğin bacağındaki yara neyin nesi? | Open Subtitles | ماذا عن الندبة التي في ساقك الّتي أريتها للجميع ؟ |
| Gizemli kadınımızın bir problemi var. bacağındaki metali çıkarttırması gerekiyor. | Open Subtitles | سيدتنا الغامضة لديها مشكلة ، يجب ان تزيل الرصاصة من ساقها.. |
| Bunu Amy'in bacağındaki ilik örneğiyle karşılaştır. | Open Subtitles | و قارنها مع العينة اللبية المأخوذة من ساق إيمي |
| bacağındaki bir tümör ona haftalardır büyük bir acı yaşatıyor. | Open Subtitles | ورم في الساق تسبب لها بألم شديد منذ أسابيع |
| Kan basıncın artıyor, bacağındaki yaranın kanaması hızlanıyor. | Open Subtitles | ضغط دمكِ يرتفع، ولهذا تنزفين بشكل أسرع من ساقكِ المجروحة |
| - Skank'in bacağındaki şey ne? | Open Subtitles | ما ذلك الشيءِ على ساقِ سكانك ؟ |
| bacağındaki ağrının sebebi de bu. | Open Subtitles | سبب الألم بساقك |
| Bu adamın bacağındaki yara bir uçak gövdesi parçasından oluşmuş. | Open Subtitles | هذا الرجل ساقه تقريباً بُتِرت بواسطة حطام الطائرة |
| Sol dirseğindeki güneş yanığı ve sağ bacağındaki gastroknemius kası genişlemiş. | Open Subtitles | ، اه، أضرار أشعة الشمس على ذراعه الأيسر وعضلة ساقه اليمنى متضخمه |
| Sol dirseğindeki güneş yanığı ve sağ bacağındaki gastroknemius kası genişlemiş. | Open Subtitles | ، اه، أضرار أشعة الشمس على ذراعه الأيسر وعضلة ساقه اليمنى متضخمه |
| - bacağındaki delikten geçirip bağlamanı istiyorum. - Ne? | Open Subtitles | ـ أريدك أن تدخله في فتحة ساقك و أربطه ـ ماذا؟ |
| bacağındaki yara boşluğa çekildiğinde oldu. | Open Subtitles | صيب ساقك مرة أخرى عندما كنت تتدلى في الفراغ |
| Seni tutan uçan şeyi vurdum, ...ve bacağındaki kurşunu çıkardım. | Open Subtitles | لقد أرديت ذلك الشيء الطائر الذي كان يحتجزك وكذلك أخرجت رصاصة من ساقك |
| bacağındaki yumuşak doku hasarını tedavi etmek günün büyük kısmını aldı. | Open Subtitles | معالجة إصابات النسيج الرخويّ في ساقها يكلّفنا معظم اليوم |
| Tamam, topun yarıçapı onun bacağındaki kırık çizgileri ile tam tamına uyuşuyor. | Open Subtitles | حسنا , القطر للكره يطابق الخطوط العرضيه للكسر الذي على ساقها بالاضافة الى الاتجاه للانشقاقات. |
| Robyn'i oradan çekip çıkardım, onu güvenli uzaklığa bıraktım, ve sonra da şalını kullanarak bacağındaki yaraya turnike yaparak kanamayı durdurdum. | Open Subtitles | قمت بإخراج روبين وجرها إلى مكان آمن وبعدها كان علي أن اوقف نزيف ساقها مستخدما وشاحها وذلك لإيقاف النزيف |
| Ekselansları, Majesteleri'nin bacağındaki yara, ne yazık ki tekrar irin topladı. | Open Subtitles | سموك القرحة في ساق جلالة الملك أصبحت تسد الصديد مجددا |
| Sizleri uyarıyorum, iki taraftan herhangi biri itaatsizlik edecek olursa tavuk bacağındaki ayı tuzağı gibi aman vermem sizlere. | Open Subtitles | وأحذركما أياَ منكم أي جانب يخرج عن المسار سوف أنزل متسلقاَ إليه مثل الدب على ساق دجاجة |
| Raven, görünüşe göre sol bacağındaki sinirlerin ciddi hasar almış. | Open Subtitles | الغراب، يبدو أن لديك أضرار كبيرة ل الأعصاب في الساق الأيسر. |
| İyi zaman geçirdik, kolay gelsin sana. bacağındaki yara için de iyi şanslar. | Open Subtitles | سعدتُ بلقائك، لذا حظًّا طيّبًا، أتمنّى لكِ التوفيق مع إصابة ساقكِ. |
| Şu kaltağın bacağındaki şey ne? | Open Subtitles | ما ذلك الشيءِ على ساقِ سكانك ؟ |