| Sanki oraya böcekleri hapsetmiş de, ...hepsi minik, ince bacaklarıyla kaçmaya çalışıyorlar gibi. | Open Subtitles | كما لو أن لديه حشرات عالقة هناك جميعها تحاول الهرب بأرجلها الصغيرة جداً |
| Yerden yüksekliğini ölçmek için ön bacaklarıyla zemini kontrol eder. | Open Subtitles | تهبط بأرجلها الأماميّة لترى بُعدها عن الأرضيّة. |
| Sonra, arka bacaklarıyla memeciğinden ipeği çeke çeke sağlam, tek bir lif örmeye başlar. | Open Subtitles | ثمّ تبدأ في نسج خط واحد قوي، تجذبه من غازلتها بأرجلها الخلفيّة. |
| Erkek de arka bacaklarıyla katlayıp... iki ucu yapıştırarak yumurtaları sarmalıyor. | Open Subtitles | ويستخدم هو أرجله الخلفية لطيّها ويُلصق حافتيها معاً ويُقفل على البيض بداخلها |
| Mikroskobik algler bu kabarcıkların çevresinde büyürler ve karidesler onlardan otlanır, bacaklarıyla onları toplarlar. | Open Subtitles | تنمو طحالب مهجرية بين تلك الفقاعات ويتغذى الـ(كريل) عليها .بجمعها عبر أرجله الضاربة |
| Dr. Kelso garip bir biçimde genç görünen bacaklarıyla havasını atmak için golf şortunu giyerek baharı kutladı. | Open Subtitles | دكتور (كيلسو) احتفل بقدوم الربيع بارتداء سرواله القصير للغولف ليتباهى بساقيه النضرتين |
| Bu benim karım , bacaklarıyla "V" Victory yapmış bir şekilde... | Open Subtitles | "أنها زوجتى تصور حرف "فى لأجل علامة النصر بأرجلها |
| Bu arada Spence, senin ilk ziyaretindeki resmini gösterince kuçuk bacaklarıyla tepinip gulumsedi. | Open Subtitles | (سبنس) لقد أريته الصورة من زيارتك الأولى بدأ يرفس بساقيه الصغيرتان و أرتسمت على محياه أبتسامة عريضة. |