| Telegarden çalışırken insanların birbirleriyle nasıl iletişim kurdukları ve bahçeyle ne yaptıkları benim ve öğrencilerimin ilgisini çekiyordu. | TED | عند عمله، كنت أنا و طلّابي مهتمّين جدّا في كيفيّة تفاعل البشر مع بعضهم البعض وماذا كانوا يفعلون بالحديقة. |
| Buraya gelmekte neden bu kadar ısrar ettin? bahçeyle Mary ilgileniyor. | Open Subtitles | لا أعرف لمَ أتيت إلى هنا، فـ"ماري" هي مَن تعتني بالحديقة |
| Bütün gün bahçeyle uğraşıyorsun, akşamları da TV izliyorsun. | Open Subtitles | ،أنتِ تعتنين بالحديقة طوال اليوم ،تشاهدين برامجكِ في الليلِ |
| bahçeyle ilgilenmek yapabileceğiniz en tedavi edici ve meydan okuyucu davranış. | TED | زراعة الحدائق هو الفعل الأكثر علاجية وتحديًا الذي يمكنك القيام به. |
| RF: bahçeyle ilgilenmek yapabileceğiniz en tedavi edici ve meydan okuyucu davranış. | TED | رون: زراعة الحدائق هو الفعل الأكثر علاجية وتحديًا الذي يمكنك القيام به. |
| Arka bahçeyle başla ve bodrum katını kontrol et. | Open Subtitles | سنبدأ بالباحة الخلفية، ونتفقّد الدور التحتاني |
| bahçeyle falan ilgileniyorum işte. | Open Subtitles | كالاهتمام بالبستنة وغيرها من الأمور |
| Biz de tam 29 fitlik çimenli ve sınırları iyi belirlenmiş bahçeyle ilgili inanılmaz ihmali tartışıyorduk. | Open Subtitles | المتعلق بالحديقة المطلة على الشمال بطول 29 قدما المزودة بالعشب و الأسوار الكثيرة |
| bahçeyle ve benzer her işle ben ilgileniyorum. | Open Subtitles | و أنا أعتني لهم بالحديقة و ببقية الأمور |
| - Hayır. Bana bahçeyle uğraştığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنها ستعتني بالحديقة |
| Bugün bahçeyle ilgileneceğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك ستهتم بالحديقة اليوم |
| bahçeyle ben ilgilendim. | Open Subtitles | أنا أهتم بالحديقة. |
| bahçeyle ilgileniyor. | Open Subtitles | - نعم؟ إنه يهتم بالحديقة |
| bahçeyle ugrasmayi çok seviyorum ama sincaplar domateslerimi mahvedip duruyor. | Open Subtitles | أنا أحب الحدائق فعلاً لكن هذه السناجب تضل تعبث بطماطمي |
| Bence bahçeyle uğraşmak için geldiğinde, gerçekten bahçeyle uğraşmalısın. | Open Subtitles | إنه فقط عندما تأتي للحديقة يجب ان تقوم بأعمال الحدائق |
| Sırf Latin'im diye bahçeyle, sulamayla ilgili her şeyi bilmek zorundayım! | Open Subtitles | من المفترض أن أعرف كل شيء عن الحدائق و الرشاشات |
| İşin, bahçeyle uğraşmak, odaları dekore etmek ve kıyafetlerin hakkında yazılar yazmalarına izin vermek. | Open Subtitles | أنت السيدة الأولى دورك يقتصر على تصميم الحدائق والغرف |
| Phil bahçeyle ilgileniyor, benim klasikleri okuyacak vaktim oluyor. | Open Subtitles | كان (فيل) يقوم بالبستنة حضيت بالوقت لقرائة بعض القصص الكلاسيكية |