| Hey dostum, dur biraz. 200$ mı? Neden bahsediyor böyle? | Open Subtitles | إنتظر يا رجل 200 دولار ما الذي تتحدث عنه ؟ |
| 12 yaşında bir çocuk, bana şirketlerden, sektörlerden yıllık kâr rakamlarından bahsediyor. | Open Subtitles | ولم تخرس , طوال 12 عاما تتحدث معي حيال الشركات القطاعات والمكاسب |
| Daniel'in 233'te içine düştüğü... alternatif gerçeklik olayından mı bahsediyor? | Open Subtitles | يتحدّث عن تلك الحقيقة البديلة التي أحتجزت دانيال في 233؟ |
| Domuzun altındaki ölü adamdan bahsediyor, baba. | Open Subtitles | إنه يقصد الرجل الميت تحت الخنـزير يا أبيّ |
| Bir gruptan mı yoksa bir yemekten mi bahsediyor emin değildim. | Open Subtitles | لم اكن متاكده هل هو يتكلم عن الفرقه او عن الطعام |
| Sizin ülkeniz demokrasiden bahsediyor, ama benimki gibi yozlaşmış hükümetleri destekliyorsunuz. | TED | بلدكم تتحدث عن الديموقراطية، لكنكم تدعمون الحكومات الفاسدة كحكومتي. |
| Bu günlerde çoğu Afrika hikayesi, açlık, HIV ve AIDS, fakirlik ya da savaştan bahsediyor. | TED | معظم القصص الأفريقية في هذه الأيام، تتحدث عن المجاعة، فيروس نقص المناعة المكتسبة والإيدز، الفقر أو الحرب. |
| Işık olduğu için çocuklarının gece ödev yaptıklarından bahsediyor. | TED | تتحدث عن أطفالها يعملون الوجبات المدرسية في الليل لأنها تملك نور. |
| Sosyalist devrimden bahsediyor ama iş kuruyor. | Open Subtitles | تتحدث عن الاشتراكية الثورية، ثم تبدأ عمل تجاري. |
| Dün, ya da önceki gün... Başka birinden bahsediyor, iki gün önce, İngiliz. | Open Subtitles | بالأمس, أو قبل أمس انها تتحدث عن شخص آخر, عن رجل انكليزي قبل يومين |
| Daha şimdiden Oliver'dan bahsediyor olmamalı. Çok erken. | Open Subtitles | ما كان عليها أن تتحدث عن اوليفر بهذه السرعة الأمر مبكر جدًا |
| Mariategui, Latin Amerika yerlileri ve çiftçilerinin devrimcilik potansiyelinden bahsediyor. | Open Subtitles | يتحدّث مارياتيجوي عن الإمكانية الثورية لـ المواطنون ومزارعو أمريكا اللاتينية |
| Haftada onbeş şilin, bir eş, beş çocuk, ve hala mutlu Noeller'den bahsediyor. | Open Subtitles | 15شيلن في الأسبوع، زوجة و خمسة أولاد و لا يزال يتحدّث عن ميلاد مجيد. |
| Onun yaptığı şapelden bahsediyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه يقصد المُصلى الذي بناه. إنه ليس مدفونا فيه. |
| Ava başlangıç olarak şaraptan ve kadınlardan bahsediyor. | Open Subtitles | إنه يتكلم عن النُبيذ و النِساء كمقدمة عن الصيد |
| Artık "salak kocam" dediğinde benden değil, senden bahsediyor olacak. | Open Subtitles | والآن، عندما تعود لزوجِها الغبي فسوف تتحدّث عنك بدلاً منّي |
| Bu İntikam Melekleri olayı gerçek dünyada bizden bahsediyor olmalılar. | Open Subtitles | بسبب الملائكه المنتقمه لابد أنهم يتحدثون عنه فى العالم الحقيقى |
| Uh ... doktor şu anda vüctta olan hayalet çizgisinin modelinden bahsediyor. | Open Subtitles | الدكتور يشير عن النموذج الاصلي لخط الروح الان في الجسم |
| Diğeriyse anlam veremediğim şeylerden bahsediyor. | Open Subtitles | والأخرى تتكلم عن أشياء يبدو أنني لا أفهمها |
| Sayın yargıç, siz yasakladınız ama iğrenç cinayetlerden bahsediyor. | Open Subtitles | حضرة القاضية، لقد ذكرت الجرائم البشعة ولقد أخبرتيها بأن لا تفعل ذلك |
| Gölge formuna bürünen iblislerden bahsediyor mu? | Open Subtitles | هل يذكر الكتاب شيئاً عن شياطين بهيئة الظلال؟ |
| Noel ışıkları mı? "Bu adam neden bahsediyor?" | TED | إذن هي أضواء عيد الميلاد، وأنتم تقولون، بحق الجحيم ما الذي يتحدث عنه هذا الرجل؟ |
| Tablet her şeyden daha değerli olan kayıp bir şehirden bahsediyor. | Open Subtitles | اللويحة تشير إلى مدينة مفقودة قيمتها لا تقدّر |
| Bu doktorlar bir yıl, iki yıl "yaşamak"tan bahsediyor. | Open Subtitles | ذلك الطبيب.. تحدث عن البقاء.. سنة او سنتين. |
| Henüz gerçekleşmemiş bir cinayeti araştırmaktan bahsediyor. | Open Subtitles | إنه يتحدث عن تحقيق في جريمة قتل لم تحدث بعد |
| Ancak Gary onlardan insan bile değilmişler gibi bahsediyor. | Open Subtitles | لكنهُ كان يتحدثُ عن الذين عادوا للحياة وكأنهم ليسوا ببشرٍ حتى |