"bakıyorduk" - Translation from Turkish to Arabic

    • ننظر
        
    • نبحث
        
    • نتفحص
        
    • نلقي نظرة
        
    • نتفقد
        
    • نراجع
        
    Her şeyi bildiğimizi sanıyorduk ama birkez daha, çok karmaşık bir duruma bakıyorduk. Open Subtitles إعتقدنا بأنّنا عرفناه كلهّ لكن ثانية ، كنّا ننظر في حالة معقّدة جدا
    Yüz yıl önce kömüre bakıyorduk balina yağına bakıyorduk ve ham petrole odaklanmıştık. TED قبل 100 سنة كنا ننظر إلى الفحم، بالطبع، وقد كنا ننظر إلى زيت الحوت وقد كنا ننظر إلى زيت النفط الخام.
    Ve sorun da şuydu, biz dağılmıştık, depresyondaydık, ona çocuğumuz gibi, pozitif bir açıdan bakmıyorduk, ona bir problem olarak bakıyorduk. TED والمشكلة، كما قد تشعرون، أننا كنا مُحبطين، و متشائمين، وكنا ننظر إليه كمشكلة، وليس كإبن، ليس من وجهة نظر إيجابية.
    Bütün çantanın ipucu olduğuna bakmamız gerekirken İpucu bulmak için çantaya bakıyorduk. Open Subtitles كنا نبحث عن دلائل في الحقيبة وأغفلنا النظر إليها باعتبارها هي الدليل
    Bir maskeye bakıyorduk. Bize yardım edebilirseniz çok memnun olacağız. Open Subtitles نحن نبحث عن قناع فكنا نتسأل هل يمكنك مساعدتنا
    - Sadece bakıyorduk. - Bu ne kadar? Open Subtitles اننا فقط نتفحص الموجودات بكم ثمن هذا الثوب؟
    Başından beri verilere tamamıyla yanlış bakıyorduk. TED أننا كنا ننظر للبيانات بشكل خاطئ تماما منذ اليوم الأول.
    Abim ve ben salon penceresinden dışarıya bakıyorduk Ve 2 askerin evimizin önünde yürüdüğünü gördük. TED كنت وأخي في غرفة المعيشة ننظر من النافذة الأمامية، ورأينا جنديين يمشيان في الطريق إلى منزلنا.
    Öğrencim ve ben, bu hızlı dönen dev çarpışmaların verilerine bakıyorduk. TED كنا أنا وتلميذي ننظر إلى البيانات المرتبطة بهذه الاصطدامات العملاقة سريعة الدوران.
    O gün aslında Ay'ı düşünmüyorduk, gezegene bakıyorduk. TED في ذلك اليوم، لم نكن نفكر حقًّا في القمر، بل كنا ننظر للكوكب.
    Annemize gerçekten kızgındık. Pencereden dışarı bakıyorduk. TED وكنا غاضبين جداً من والدتي .. وكنا ننظر من النافذة
    Baştan beri yanlış açıdan bakıyorduk. Biz bir şeyler talep edeceğiz! Open Subtitles لقد كنا ننظر لهذا بالطريقة الخاطئة يمكننا أن نطلب
    Elindeki talimat kâğıdıyla kaldığım odaya giren sen veya bir başkası olabilirdi. Özellikle seni hedef seçmedik, bir hedef için etrafa bakıyorduk. Open Subtitles قد يكون أي شخص آخر يدخل غرفتي بوصفة كنا نبحث عنها , لقد كنا نبحث في العالم
    Başından beri yanlış yere bakıyorduk. Open Subtitles لقد كنا نبحث طزال الوقت في المكان الخاطىء
    Aynı mahallede olan eski olay yeri resimlerine bakıyorduk. Open Subtitles كنّا نبحث في صور مسارح الجرائم القديمة في المنطقة القريبة لنفس الحي.
    Gelin partisi için kıyafetlere bakıyorduk, ve senin fikrini öğrenmek istedim. Open Subtitles نحن نبحث عن فستان لحفلة العرس وأريد رايك
    Baba, Bonnie ve ben benim, bebeklik fotoğraflarıma bakıyorduk ve gülümsediğim hiçbir fotoğraf bulamadım. Open Subtitles ابي انا و بوني كنا نبحث عن صور لي عندما كنت طفلا و لم نجد صورة اكون فيها مبتسما
    İpucu bulmak için çantanın içine bakıyorduk, ama çantanın bütününe bakmamız gerekiyordu. Open Subtitles كنا نبحث في الحقيبة عن دلائل لكن كان ينبغي أن ننظر إلى الحقيبة بأكملها باعتبارها دليل
    Eski vakaları göz önüne alarak ilk cinayetin 3 km yarıçapındaki otellere bakıyorduk. Open Subtitles بناء على القضايا القديمة كنا نتفحص النزل الموجدة فى حيز ميلين من الجريمة الاولى لنرى اذا كان هناك شئ ليظهر
    Annenle, harika çizimine bakıyorduk. Open Subtitles نلقي نظرة على رسمتك الجميلة .. هل أعجبتك؟
    Bakın, kimseyi rahatsız etmek istemiyoruz. Sadece etrafa bakıyorduk. Open Subtitles إسمعوا، لا نريد أن نزعج أحداً كنا نتفقد المكان فقط
    - Eski vakanıza bakıyorduk efendim. Open Subtitles نراجع قضيتك القديمة سيدي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more