| Bak işte, siz New Yorklular ülkenin geri kalanın olan şeyler hakkında hiç bir şey bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | أرأيتي ، أنتُم قوم نيويورك , انتُم لأ تعلمون مَاذا يحصل ، في انحاء البلاد . |
| Günbatımına doğru yelken açacağım. Bak işte, benim ilk kazam da böyle olmuştu. | Open Subtitles | أرأيتي هكذا وقعت في أول حادث |
| Bak işte bulaşık kurulamak diye buna deniyor. | Open Subtitles | أجل، أرأيتي هذا طبق جاف |
| - Evet, Bak işte. | Open Subtitles | نعم ذلك متحقق منه |
| - Evet, Bak işte. | Open Subtitles | نعم ذلك متحقق منه |
| Bak, işte bu yüzden birlikteyken bu kadar mükemmeliz. | Open Subtitles | أرأيتِ, هذا هو سببُ كوننا رائعين ومناسبين لبعضنا البعض |
| Ona bak. İşte bu normal bağırsak. | Open Subtitles | انظر إليها إذاً، أرأيتِ للأمعاء الحقيقة |
| Bak işte. | Open Subtitles | . أرأيتي , مثل الان |
| Bak işte halloldu! | Open Subtitles | أرأيتِ |