| Otobüs durağındaki bakireden daha çok yerde yatan bir fahişe olman gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى عذراء أقل في محطة القطار و عاهرة أكثر على الأرض. |
| Şeytanın hamile bıraktığı bir bakireden doğmuş. | Open Subtitles | ولد من عذراء حملت به بواسطة الشيطان |
| seni üzüyormu, bakireden doğan adamın yeniden canlanması hikayesi? | Open Subtitles | قصة الرجل الذى وُلد من عذراء ثم بُعث؟ |
| Krishna marangozdu, bakireden doğmuş, nehirde vaftiz edilmişti. | Open Subtitles | وُلد من عذراء و عُمّد فى النهر |
| O çocuğun bir bakireden çıkmış olmasına imkân yok. | Open Subtitles | مستحيل أن هذا الطفل خرج من عذراء |
| Demirci alımlı bir bakireden hoşlanıyordu. | Open Subtitles | الحداد أحب عذراء وسيمة. |
| Oh, Tanrım, o bakireden de doğmuştu. | Open Subtitles | "يا الهى لقد وُلد أيضا من عذراء" |
| Anakin bakireden doğuyor. | Open Subtitles | الشبح مينيس) اناكين) أو "المُنتظر" وُلد من عذراء) |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 