| Bu gece otel odasına gittiğinde likör lisansımıza bir bakmasını söyler misin? | Open Subtitles | عندما تذهبين لفندقه الليلة هل يمكنك سؤاله بأن ينظر في ترخيص مشروباتنا |
| İnsanların onlara bakmasını istiyorlar, ama bunun farkında da değil gibiler. | Open Subtitles | يريدون أن ينظر إليهم الناس ولكن لايبدو أنهم يلاحظون عندما يفعل الناس ذلك |
| Dostlar, her insanın hayatında haksızlığın patatesinin tam gözünün içine bakmasını gerektiren zamanlar vardır. | Open Subtitles | ياأصدقاء، يأتي وقت في حياة كل رجل حيث يجب أن ينظر الي بطاطا الظلم |
| Kör olmak istemiyorum. Aziz Teresa, küçük İsa'ya Edith'e iyi bakmasını söyleyin. | Open Subtitles | أيتها القديسة تيريزا, أرجو أن تطلبي من يسوع الطفل, أن يعتني بإديت. |
| Çok değerli çiçeklere sahip olan ama yine de onlara bakmasını bilmeyen insanlardan nefret ederim. | Open Subtitles | أكره من لديهم زهوراً غالية و لا يعرفون كيفية الإعتناء بها |
| Babama bakmasını söyleyebilir misin, lütfen? | Open Subtitles | هل يمكنكِ أن تطلبي من أبي أن يلقي نظرة ، أرجوك؟ |
| Göz hatların dengesiz. İnsanların bakmasını mı istiyorsun? | Open Subtitles | لون عينيكِ غير متزن أتريدين أن يحدق الناس بكِ؟ |
| Sadece her zaman diğer insanlara bakmak veya onların bana bakmasını istemedim. | Open Subtitles | دائما لا اريد النظر الي عيون الناس ولا اريدهم ان ينظروا الي |
| Tanıdıkları araya soktum. Senin yazılarına bakmasını sağladım ve seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | لا, سحبت بعض الخيوط وجعلته ينظر إلى بعض كتاباتك |
| Ona biraz eğilip, omzunun üstünden bana, sertçe bakmasını söyle. Bir ejderha gibi. | Open Subtitles | اخبره ان يتقوس خلفا وان ينظر الي باحتقار، كتنين |
| Balraj'ın, senin memelerine değil, Jaya'nın gözlerine bakmasını istiyoruz. | Open Subtitles | ولكني أريد بالراج أن ينظر في عين جايا ، لا في مفاتن جسدك |
| İnsanların bana bakmasını istemiyorum. Ben zavallı biriyim! | Open Subtitles | لا أريد أن ينظر إلي الناس بأني مثيرٌ للشفقه |
| Cerrahtan öncelikli olarak kalp kapakçığına bakmasını isteyeceğim. | Open Subtitles | سأطلب من الجراح أن ينظر بالصمام القلنسي أولاً |
| Ve kocamın bana bu şekilde bakmasını istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع أن أتحمل أن ينظر إلي زوجي هكذا |
| Ona arabaya bakmasını söyledim orada öyle dikiliyor. | Open Subtitles | أخبرته أن ينظر في السيارة وهو يقف هنا فحسب |
| 3 e kadar sayacağım, ve herkesin kendi lanet çocuklarına kendilerinin bakmasını istiyorum! | Open Subtitles | للعد إلى ألثلاثة ,أريد كل شخص أن يعتني بأطفالة |
| Ona bakmasını rica edebileceğin bir komşu çocuğu olmalı. | Open Subtitles | لابد ان يكون هناك طفل من جيران الحي يمكنك ان تستطيع الطلب منه ان يعتني به |
| Kayığı hazırlayın ve çocuktan bakmasını isteyin. | Open Subtitles | جهز المركب، واطلب من الولد أن يعتني به |
| Kendime bakmasını öğrenemeden esaslı bir anne olamazdım. | Open Subtitles | لاأستطيع أن أكون أماً مهذبة الإ إذا تعلمت كيفية الإعتناء بنفسي. |
| O zaman şuna bakmasını ve bir sorun yoksa şahitleri 5'e kadar aramasını söylersin. | Open Subtitles | حسنا، إجعليه ان يلقي نظرة على هذا إذا ليس هناك أي مشاكل، إذن يمكن للشاهد أن يأتي |
| Ve insanların sana bakmasını da umursamıyorsun Sadece bir saniye sürüyor sonra gitmiş oluyorsun. | Open Subtitles | و لا يهمك أن يحدق الناس بك لثانية لأنك سترحلين |
| - İnsanların sana bakmasını istiyorsun. - Öyle bir şey demedim. | Open Subtitles | و تريدين الناس ان ينظروا إليكِ - لم أقل هذا - |
| Yine. Anne'in gidip kendisine bakmasını istiyor. | Open Subtitles | إنها مريضة مرة أخرى وتريد من آن أن تعتني بها |
| Polisin sana nasıl bakmasını isterdin? Hakkında ne düşünmesini isterdin? | TED | ما الطريقة التي تود أن تنظر بها الشرطة إليك، وما الذي تريده أن تفكر به حيالك؟ |